Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz'in Ahlakı
        • Efendimiz'in Ailesi
        • Efendimiz'in Mucizileri
        • Efendimiz'in Savaşları
        • Efendimiz'in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur'an-ı Kerim
        • Kur'an Okuma ve Meal
        • Kur'an'ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
  • Hakkımızda
  • İrtibat
  • Gizlilik Politikası
Hikmet.Net
Sorunuzu Sorun
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz'in Ahlakı
        • Efendimiz'in Ailesi
        • Efendimiz'in Mucizileri
        • Efendimiz'in Savaşları
        • Efendimiz'in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur'an-ı Kerim
        • Kur'an Okuma ve Meal
        • Kur'an'ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
Sorunuzu Sorun
Hikmet.Net
Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz'in Ahlakı
        • Efendimiz'in Ailesi
        • Efendimiz'in Mucizileri
        • Efendimiz'in Savaşları
        • Efendimiz'in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur'an-ı Kerim
        • Kur'an Okuma ve Meal
        • Kur'an'ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
Sorunuzu Sorun
© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır | hikmet.net
Gündem YazılarıSORU-CEVAPLAR

Haricîler ve Neo-Haricîler

Yazar: Hikmet.Net 17 Ağustos 2015
Yazar Hikmet.Net Tarih: 17 Ağustos 2015Güncelleme: 1 Mart 2024
Paylaş: 0FacebookTwitterWhatsappTelegramEmail
985

Günümüzdeki neo-haricileri anlamak için tarihteki Haricileri tanımak gerekir.

Hariciler, çıkanlar, hariçte kalanlar, baş kaldıranlar manasında bir sözdür. Özel manada, Hazreti Ali’ye karşı çıkanlara verilmiş bir isimdir.

Sıffîn savaşında Hazreti Ali ile Hazreti Muaviye arasındaki meselenin hakem ile halledilmesi olayında, önce kendileri hakem seçilmesinde ısrar etmişler, anlaşma metni okunduktan sonra da “Hüküm ancak Allah’ındır” diye itirazda bulunmuşlar, kendileri isteyip kendileri karşı çıktıkları bu olaydan dolayı, Hazreti Ali’yi (r.a) Kur’an’ın hakemliğine başvurmadı diye “kâfir” ilan etmişlerdir. Hâlbuki Hazreti Ali hakem teklifinin bir oyun olduğunu bildiğinden dolayı meseleye yanaşmamış, Haricilerin ısrarı üzerine mecbur kalmıştır. Anlaşmayı bozması ve tevbe etmesi hususunda Hazreti Ali’yi ikna edemeyen Haricîler, topluca ayrılmışlar ve Harûrâ denilen mevkiye çekilmişlerdir. Bu mevkiye nisbet edilerek, Harûriye de denir bunlara.

Aslında belirgin bir grup halinde, ilk olarak hakem olayında ortaya çıkmış olsalar da, kökleri Hazreti Ebû Bekir (r.a) zamanındaki sahte peygamberlik ve dinden dönme olaylarına kadar uzanır. Ortaya çıkışlarını hazırlayan sebepleri, Hulefa-i Raşidin dönemindeki gelişmelere ayak uyduramayan bedevi zihniyetinde aramak gerekir. Zira Hariciler, Necid çöllerinde yaşayan, fıtrat itibariyle kaba, haşin, anlayışları kıt insanlar arasından çıkmışlardır. Anlayışları kıt olduklarından ve medeniyetten mahrum kaldıklarından dolayı da İslam’ı anlamaktan ve hele hele O’nu yorumlamaktan aciz bulunmaktaydılar. Bu meseleyi Kur’an şöyle ifade eder:

“Bedeviler inkâr ve münafıklıkta şehirlilerden daha şiddetli, Allah’ın, Resulüne indirdiği hükümleri tanımamaya daha yatkındırlar. Allah her şeyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 9/97)

Hariciler, Hazreti Osman (r.a) zamanında yer yer kıpırdanmaya başlamışlar, fırsat buldukça yönetimden şikâyet etmişler, halkı idareye karşı kışkırtıp kargaşa çıkarmanın yollarını aramışlardır. Onların bu tutumu Hazreti Osman’ı (r.a) şehid etmeye kadar varmıştır. Şehadetinden sonra “Osman’ı hepimiz öldürdük” diyenler de Haricîlerdir.

İbn-i Abbas’la münakaşaları

Hakem olayından sonra kendi aralarında imam ve emir seçerek örgütlendiler. Hazreti Ali (ra), onlarla görüşmek üzere Hazreti İbni Abbas’ı gönderdi. İbni Abbas’ın telkinleriyle yaklaşık 2000 kişi, hatalarını anlayarak Haricîlerden ayrıldı. Kaynaklarda bu olay şöyle anlatılır:

İbni Abbas kendisi anlatıyor: Yemâniyye (denilen değerli bir kumaştan) en güzelini giydim. Yanlarına gittim. Öğle vaktinde istirahat ediyorlardı. Ben ibadette onlardan daha gayretlisini görmedim. Çok ibadetten elleri deve dizi gibi iz yapmıştı. Yüzlerinde secde eseri görülüyordu. Elbiseleri temizdi. Uykusuzluktan yüzleri gözleri solmuştu. Bana dediler ki,

— Niye buraya geldin?

— Size Rasulullah’ın ashabından, O’nun yanında olup da vahyin üzerlerine indiği insanlardan bahsetmeye geldim ki aranızda onlardan hiç biri yok! (Haricilerin arasında sahabi yoktu)

Bazıları dediler ki,

— Kureyş’le münakaşa etmeyin. Allah Tealâ buyuruyor ki: “Onlar şüphesiz kavgacı bir millettir.” (Zuhruf, 43/58) (Halbuki bu ayet müşrikler hakkında nazil olmuştu)

İki üç kişi keşke onlarla konuşsan dediler. İbni Abbas dedi ki:

– Söyleyin bana Resulullah’ın amcaoğlu ve damadı olup, ona ilk iman eden, Sahabenin beraberinde olduğu kişiden (Hazreti Ali’den) alıp veremediğiniz nedir?

Dediler ki:

– Biz ona üç konuda muhalefet ediyoruz.

— Nedir onlar?

— Birincisi, o Allah’ın dininde insanları hakem kıldı. Hâlbuki Allah buyurdu ki: “Hüküm ancak Allah’ındır” (Yusuf 40) Allah’ın bu sözünden sonra insanların hükümde ne işi olabilir?

— Başka?

— Ali insanlarla (Hazreti Muaviye ve Hazreti Aişe ile) savaştı ama ne köle aldı ne ganimet. Eğer savaştıkları kâfir idiyseler mallarının Ali’ye helal olması gerekirdi. Eğer mümin idiyseler müminlerin kanını dökmek haramdır.

— Başka?

— Kendisi için emirü’l mü’minin (mü’minlerin emiri) sıfatından vazgeçti. Eğer emirü’l mü’minin değilse emirü’l kafirîn (kafirlerin emiri) demektir.

— Başka bir itirazınız var mı?

— Bu kadarı bize yeter dediler. İbni Abbas şöyle dedi:

— Eğer size Allah’ın muhkem kitabından ve nebisinin sünnetinden fikirlerinize karşı delil getirirsem dönecek misiniz?

— Evet dediler.

– Allah’ın dininde insanların hüküm vermesi hakkındaki görüşünüze gelince, Allah teala buyuruyor ki: “Ey inananlar ihramlı iken av avlamayın...”devamında “…içinizden adil birisi ona hükmetsin“ (Maide, 5/95) Kadın ve kocası hakkında ise şöyle buyuruyor: “Eğer karı kocanın arasının açılmasından endişelenirseniz erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin.“(Nisa, 4/35) Şimdi Allah’a yemin verdirerek soruyorum size: İnsanları birbirlerinin kanına girmekten alıkoymak için, aralarını bulmak için hüküm vermek mi daha gerekli ve önemlidir, yoksa değeri çeyrek dirhem olan tavşan ve karı koca arasında hüküm vermek mi daha önemlidir? Üstelik biliyorsunuz ki Allah dileseydi bunların hükmünü verir, insanlara bırakmazdı.

— Vallahi birbirlerinin kanına girmekten alıkoymak ve aralarını düzeltmek daha önemlidir dediler.

— Ali savaştı ama köle, cariye ve ganimet almadı sözünüze gelince; söyleyin anneniz Aişe’ye sövüyor musunuz yoksa başka kadınların cariye olarak alındığı gibi Aişe’nin de cariye olarak alınabileceğini mi iddia ediyorsunuz? Eğer böyle diyorsanız küfre düştünüz demektir. Yok, eğer onun müminlerin annesi olmadığını söylüyorsanız yine kâfir oldunuz ve İslam’dan çıktınız demektir. Çünkü Allah teala buyuruyor ki: “Nebi müminlere kendi canlarından daha evladır ve zevceleri de (müminlerin) anneleridir” (Ahzab 6) Görülüyor ki siz iki sapıklık arasında bocalıyorsunuz, hangisini seçerseniz seçin. Şimdi bu görüşlerinizden vazgeçtiniz mi? Şaşırmış halde birbirlerine baktılar ve dediler ki; vallahi vazgeçtik!

— Ali’nin kendisi için ’emirül mü’minin sıfatından vazgeçtiği’ görüşünüze gelince; size bu konuda hoşunuza gidecek bir şey söyleyeceğim:

Hudeybiye günü Rasulullah (s.a.v), aralarında anlaşma yapmak için Kureyş’i davet etmişti. Süheyl b. Amr ve Ebu Süfyan ile yazışacaklardı. Allah Resulü dedi ki: Yaz yâ Ali: Bu Allah’ın Resulü Muhammed’in hükmüdür. Müşrikler itiraz ederek; Allah’ın Resulü olduğunu bilseydik Seni Kâbe’den alıkoymaz, Sana karşı savaşmazdık. Onun yerine Muhammed b. Abdullah yaz”dediler. Allah Resulü buyurdular ki: Vallahi beni yalanlasanız da ben gerçekten Allah’ın Resulüyüm. Yaz yâ Ali: Muhammed b. Abdullah.

Söyleyin bakalım, Peygamber Ali’den üstünken kendisinin nebi olarak zikredilmemesine razı olduysa bu O’nu peygamberlikten çıkarmıyor da Ali’nin, müminlerin emiri olmayışı mı O’nu dinden çıkarıyor? Şimdi bu görüşünüzden de vazgeçtiniz mi?

— Allah Allah! Biz hiç böyle düşünmemiştik, evet vazgeçtik dediler.

Bunun üzerine iki bini geri döndü. Dört bin kişi ise yoldan sapmış olarak, sonraki savaşlarda öldürüldüler.(Abdürrezzak, Ebû Nuaym, Beyhaki)

Hazreti Ali bizzat kendisi de Haricîlerin imamlarıyla görüştü. Onlara, yaptıklarının Kur’an ve Sünnet’te yerinin olmadığını, delilsiz mesnetsiz hareket ettiklerini anlattı fakat onlar, delilsiz, kaba ve acımasız kararlarından dönmediler. Hazreti Ali, Şam tarafına karşı savaş hazırlıkları içindeyken, Hariciler sahabeden Habbab bin Eret’i ve hamile karısını öldürdüler. Hazreti Osman ve Hazreti Ali’ye kâfir demeyenleri kâfir olarak vasıflandırdılar. Bunun üzerine Hazreti Ali, onların üzerine yürüdü ve pek çoğunu öldürdü. İntikam duygularıyla her gün daha da bilenen Hariciler, neticede Hazreti Ali’yi de şehid ettiler.

Sonraki dönemlerde çok sıkıntılı bir hayat geçiren Haricîler, fırsat buldukça devlete karşı isyan etmekten, halk arasında fitne çıkarmaktan çekinmediler.

Başlıca özellikleri

Haricîlerin bazı fikir ve özellikleri şunlardır:

  1. İnsanları tekfirde çok ileri giderler, Sahabeyi, hatta Hz. Osman, Hazreti Ali gibi sahabenin büyüklerini bile tekfir ederler.
  2. Büyük günah işleyenleri kâfir olarak görürler.
  3. Hilâfete Müslümanların seçtiği kimse geçer. Arap olması şart değildir.
  4. Amel imandan bir cüzdür. (Dolayısıyla; ameli olmayan, mesela namaz kılmayan dinden çıkar.)
  5. Ayet ve Hadislerin zahirleriyle (dış görünüşleriyle, lafızlarıyla) hüküm verip, altındaki mana ve hikmetleri düşünmezler/düşünemezler. Ayetin evvelini ve sonrasını hesaba katmadan, bu ayet kimin hakkında inmiştir, ne demek istemektedir diye araştırmadan, bazı cümleleri cımbızlayıp, onunla karar verirler. Yukarıda, müşrikler hakkında inmiş olan Zuhruf Suresi, 58. ayeti Kureyş’ten Müslüman olanlar hakkında kullanmaları buna güzel bir örnektir. Oysaki onlar bu ayeti okurken, karşılarında Kureyş’ten İbni Abbas bulunuyordu. Nitekim Hakem olayında okudukları “Hüküm ancak Allah’ındır”ayeti de onların lafızcılığına açık bir örnektir. Hâlbuki orada bulunan hiç kimse, hükmün Allah’ın olduğunu inkâr etmiyordu.

Çok ihtilafçı ve kavgacı bir yapıya sahip olan Haricîler, birçok taifeye ayrılmışlardır. Tarihte 20’den fazla haricî fırka oluşmuş fakat bugüne kadar ulaşan sadece İbaziye olmuştur. Bunlar da, Kuzey Afrika, Basra ve Yemen’de hala hayatiyetlerini devam ettirmektedirler. Akidelerine şiddetle bağlıdırlar. Hz. Ali; “Hak peşinde koşup da yanılan kimse (Hazreti Muaviye), batıl peşinde olup da onu elde edenle (Haricîlerle) bir olamaz, diyerek, kendisine karşı olan Hazreti Muaviye ile Haricîlerin asla bir tutulamayacağını ifade etmiştir.

Haricîler, kendilerini her zaman haklı görmüş kendilerinden olmayanları da küfürle itham etmişler, dolayısıyla da kendilerinden olmayanlarla savaşıp, kadınlarını cariye, mallarını ganimet olarak almayı helal hatta şart olarak kabul etmişlerdir. Bu anlayışla hareket ettiklerinden dolayı da kendi içlerinde tezada düşmekten kurtulamamışlardır.. Kurtulamamışlardır, zira sabahlara kadar ibadet eden, kendilerince anladıkları takvaya fevkalade ehemmiyet veren, Kur’an’ı çok okuyan, namazlarını hiç aksatmayan, dünyaya itibar etmeyen, bir karıncanın dahi kanına girmekten fevkalade sakınan bu insanlar, ne acıdır ki insanların en değerlilerini gözlerini kırpmadan öldürebilmişlerdir. Yukarıda bahsedilen Habbab bin Eret ve hamile hanımı, onların kurbanlarından sadece ikisi. Daha belki binlerce insanı bu şekilde öldürmüşler ve tarihte eşine az rastlanır şenaatlere sebebiyet vermişlerdir. Müslümanlığı kendi hesaplarına bu kadar derince yaşamalarına rağmen, davranışlarında aşırı, saldırgan ve dengesizdirler. Sahabe devrinde sadece Hz. Ali (radıyallâhu anh) ve Hz. Muaviye gibi şerefli sahabilere kâfir demekle kalmamışlar, Lâilahe illallah diyen daha pek çok kimseyi de kâfir saymışlardır. İşte bütün bunlar göstermektedir ki Haricîler, Allah Resulü’nün ifadeleri içinde, İslâmiyet’in içine bir ok gibi girmişler; girdikleri gibi de hiçbir şey elde etmeden ve duymadan çıkıvermişlerdir.

Onlar Sahabe devrinde oynadıkları o yüz karası rollerini, daha sonra da fırsat buldukça devam ettirmişler ve atalarından aldıkları o haşin tabiatı bugüne kadar taşımışlardır. Vasıfları açısından bugün bile, atalarını hiç de geride bırakmayacak yeni ve daha organizeli Haricîler görmekteyiz.

Neo-Haricîler

Günümüzde aynı karakterleri sergileyen, ‘neo-haricîler’ de diyebileceğimiz (nitekim bu tabir, bazı yazarlar tarafından da kullanıldı) yeni yeni gruplar görmekteyiz. Bunlar, bir Müslümanın en değerli yanı olan imanına bakmadan ona söver, lânet eder, Müslüman kardeşinin arkasından onun düşmanıyla işbirliği yapar, bir kısım menfaatleri uğruna Müslümana düşmanca tavır sergilemeyi hayatının gayesi haline getirir, hırsının kurbanı olarak yatar kalkar Müslümanlarla uğraşır. Şahsi ibadetlerinde eski haricilerin çeyreği kadar dahi bir cehd ve gayreti yoktur, fakat mesele kendisine tabi olmayan, kendi görüşünü benimsemeyen Müslümanlara geldiğinde, onları gözünü kırpmadan bir kalemde siler atar ve arkasından da kâfir damgasını yapıştırıverir.

Paranoyak tiplerdir bunlar. Her yükselen sesi kendi aleyhinde zanneder. Her güzel ameli kendi sahiplenmek ister. Alkışlanmaya tutkundur fakat bir mü’mini hayırlı amelinden dolayı alkışlamak gibi bir mefhum yoktur lügatlerinde. Tenkit, en bariz vasfıdır. Bu tenkidinin altında ise, dini anlamama, ayet ve hadisleri sadece zahiri ile değerlendirip öncesini sonrasını anlamaktan mahrum kalma vardır. Anlamadığındandır ki tenkid eder, söver ve hatta tekfir eder. Seviyesi yetmediğindendir ki ulaşamadığı seviyelere sayar döker, o seviyelerin insanlarını kendi karanlık dünyasında boğuverir. Ona göre hata yapan bir mü’min bir karıncadan daha değerli değildir. Kendinden menkul hükümlerle, masum insanları bir elma ağacında asarken katiyen vicdanı sızlamaz da, astığı anda ağaçtan düşen bir elmayı sahibinden habersiz yeyip yememenin münakaşasını yapar. Tıpkı eski Haricîler gibi… Katiyen ölçüsü yoktur. Ölçü kendisidir. Hükmü kendisi verir.

Evet, günümüzde ve yakın tarihimizde olup bitenlere baktığımızda, bu türden adı Müslüman olan fakat üzerinde başkalarına yakışır sıfatlar taşıyan pek çok insan görürüz. Bugünlerde bunlardan bazıları, arkalarına bir kısım samimi fakat olan bitenlerden habersiz Müslümanları da alarak, gelecekteki aydınlık iklimleri hazırlama gayretinde olan nice pak alınları kirletmeye çalışmaktadırlar.

Onlar öyle yapıyorlar ve belki de yapmaya devam edecekler fakat biz, ne olursa olsun, bir taraftan kendi mümince davranışlarımızdan taviz vermemeli, sövüp sayan mü’minlerin dahi aleyhinde olmamalı, diğer taraftan da, yapılan gayr-i İslamî, gayr-i dinî muamelelere alet olmamalı ve alet olma durumunda olanları da uyarmalıyız.

hariciHaricîlerHz. Aliibn abbasNeo-Haricîlersıffin savaşı
Paylaş: 0 FacebookTwitterWhatsappTelegramEmail
Hikmet.Net

Her Soru Cevaba Layıktır!

Önceki Yazı
Fetret Ehli Kimlerdir? Hükümleri nedir?
Sonraki Yazı
Kadın Erkeklere İmamlık Yapabilir mi?

Benzer Yazılar

TOKİ’nin 500 bin Sosyal Konut Projesinden Ev Almak Caiz Midir?

Bir kadının eniştesine yani ablasının eşine, karşı tesettüründeki ölçü ne olmalıdır?

Doğacak bebeğin cinsiyetini belirlemek caiz midir?

Belaların en şiddetlisinin Nebilere ve sonra derecesine göre kimselere geldiği ifade ediliyor. Bu...

Katılım bankalarından fon alım satımı caiz mi?

Kanser hastalarının kullanması için saç bağışlamak caiz midir? Kullanan kişinin başını örtmemesi...

Bu Hafta En Çok Okunanlar

  • Müzik ve Çalgı Aletleri Üzerine

  • Müslüman Kadının Gayr-i Müslim Kadına Karşı Tessettürü

  • Allah’a Sığınma: İstiâze

  • Midye, İstiridye, İstakoz Yenir mi?

  • Aşûre Günü Üzerine

En Son Eklenenler

  • TOKİ’nin 500 bin Sosyal Konut Projesinden Ev Almak Caiz Midir?

  • Bir kadının eniştesine yani ablasının eşine, karşı tesettüründeki ölçü ne olmalıdır?

  • Doğacak bebeğin cinsiyetini belirlemek caiz midir?

  • Belaların en şiddetlisinin Nebilere ve sonra derecesine göre kimselere geldiği ifade ediliyor. Bu durumda “salih bir müslüman olmak” korkutucu olmaz mı?

  • Katılım bankalarından fon alım satımı caiz mi?

E-Bülten

Güncel Soru-Cevaplarımızdan haberdar olmak için Bültenimize Abone Olun!

Editörün Seçimi

TOKİ’nin 500 bin Sosyal Konut Projesinden Ev Almak...

12 Kasım 2025

Bir kadının eniştesine yani ablasının eşine, karşı tesettüründeki...

10 Kasım 2025

Doğacak bebeğin cinsiyetini belirlemek caiz midir?

9 Kasım 2025

Belaların en şiddetlisinin Nebilere ve sonra derecesine göre kimselere...

15 Ekim 2025

Katılım bankalarından fon alım satımı caiz mi?

14 Ekim 2025

Güncel Soru-Cevaplarımızdan haberdar olmak için Bültenimize Abone Olun!

hikmet_beyaz_logo
Soru Sor
Facebook Twitter Instagram Youtube Telegram

Linkler

    • Bizimle Çalışın
    • Bize Ulaşın
    • Amacımız
    • Yayın Politikası
    • Telif Hakları
    • Gizlilik Politikası

İşbirliğiyle...

Kategoriler

SORU-CEVAPLAR İBADET AKİDE VE İNANÇ KADIN VE AİLE NAMAZ HELAL-HARAMLAR ORUÇ AHLAK TİCARET VE FİNANS ZEKAT- FİTRE- SADAKA DUA UFKU TEMİZLİK HAC- UMRE KURBAN Gündem Yazıları ÇOCUK MUHTELİF AHİRET YİYECEK İÇECEKLER SİYER METAFİZİK KURAN-I KERİM

© Telif Hakkı 2024, Tüm Hakları Saklıdır  | hikmet.net

  • Hakkımızda
  • İrtibat
  • Gizlilik Politikası
Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz.
Gizlilik PolitikasıTamam
Manage consent

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary
Her Zaman Etkin
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
ÇerezSüreAçıklama
cookielawinfo-checkbox-analytics11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional11 monthsThe cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy11 monthsThe cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytics
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.
Others
Other uncategorized cookies are those that are being analyzed and have not been classified into a category as yet.
KAYDET & ONAYLA
Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
      • Akide ve İnanç
        • Ahiret
        • Cennet & Cehennem
        • Haşr
        • Kabir
        • Allah
        • Dinler
        • İnanç Çeşitleri
        • Hıristiyanlık
        • İslamiyet
        • Yahudilik
        • Kader
        • Kutsal Kitaplar
        • Melekler
        • Şefaat
        • Metafizik
        • Cinler
        • Ruh
        • Rüyalar
        • Şeytan
        • Peygamberler
      • Kadın ve Aile
        • Aile İçi İlişkiler
        • Akraba
        • Boşanma
        • Çocuk
        • Emzirme
        • Hayız
        • Kadın- Erkek İlişkileri
        • Karı- Koca Hakları
        • Lohusalık
        • Nikah
        • Nişanlılık
        • Tesettür
      • İbadet
        • Dua
        • Hac & Umre
        • Kurban
        • Namaz
        • Oruç
        • Temizlik
        • Zekat & Fitre & Sadaka
      • Helal & Haramlar
        • Giyim & Kuşam
        • Kumar & Şans Oyunları
        • Müzik
        • Yiyecek & İçecekler
      • Siyer
        • Efendimiz’in Ahlakı
        • Efendimiz’in Ailesi
        • Efendimiz’in Mucizileri
        • Efendimiz’in Savaşları
        • Efendimiz’in Sıfatları
      • Ticaret ve Finans
        • Alışveriş
        • Faiz ve Bankacılık
        • Güncel Meseleler
        • İşçi- İş Veren Münasebetleri
        • Ortaklık ve Sözleşmeler
      • Kur’an-ı Kerim
        • Kur’an Okuma ve Meal
        • Kur’an’ın Özellikleri
      • Ahlak
      • Gündem Yazıları
      • Hadis
      • İslam Tarihi
      • Sosyal İlimler
      • Tefsir
      • Tasavvuf
      • Şahıslar
      • Muhtelif
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog