Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), peygamberlikten önce, kendisine peygamberlik verileceğine ve vahiy geleceğine dair hiçbir şey söylememiştir. Böyle bir hadiseyle karşılaşacağını da asla beklememektedir. Vahiy, ona ansızın gelmiştir. Bu husus Kur’ân-ı Kerim’de açıkça şöyle beyan edilmektedir: “Sen, bu kitabın sana vahyolunacağını ummuyordun. Bu, ancak Rabbinden bir rahmettir…” (Kasas, 28/86)
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) bu ilk vahiyle ansızın karşı karşıya buluyor ve vahyi getiren melek birden gelip süratle kayboluyordu. Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiyle ilk karşılaştığında gösterdiği şu durum da bunu destekleyici mahiyettedir:
“Resûlullah’a vahiy, ilkin uykuda gördüğü sadık rüyalar ile gelmiştir. O sırada gördüğü her rüya sabah aydınlığı gibi aynen çıkardı. Sonra uzlet ve yalnızlık kendisine sevdirildi. Hira’da inzivaya çekilip birkaç gece boyunca ibadet ediyor, sonra ailesine dönüyor tekrar birkaç günlük azığını alarak gidiyor, böylece aynı işi tekrarlıyordu. Nihayet Hak, ona beklemediği bir anda geliverdi. Hira mağarasında iken ansızın melek kendisine gelerek ‘Oku!’ dedi. ‘Ben okuma bilmem.’ diye cevap verdi. Resûlullah diyor ki: Beni tutup canımı acıtacak derecede sıktı, sonra serbest bırakıp ‘Oku!’ dedi. ‘Okuma bilmem.’ dedim. Beni tutup canımı acıtacak derecede sıktı, sonra bırakıp ‘oku!’ dedi. ‘Okuma bilmem.’ diye cevap verdim. Tekrar tutup üçüncü defa sıktı ve bırakıp: ‘Yaratan Rabbinin adıyla oku, İnsanı bir alaktan yaratan. Oku, Rabbin o en keremkardır ki, insana kalemle (yazıyı) öğretti. İnsana bilmediklerini öğretti.’ (Alak, 96/1-5) dedi.
Resûlullah, kalbi ürperti içinde olarak eve döndü. Eşi Hz. Hadîce’nin yanına gelip “Beni örtün, beni örtün!” dedi. Örttüler, derken korkusu zail oldu. Sonra Hadîce’ye: “Kendimden endişe ediyorum.” deyince o: “Hayır, hayır. Endişe etme; vallahi Allah seni hiç utandırmaz, zira sen yakınlarını gözetir, darda kalanlara yardımcı olursun, muhtacı giydirirsin, misafiri sevip ikram edersin ve kötü gün dostu olarak musibetzedelere, düşkünlere yardım edersin.” diye cevap verip teselli etti. (Buhârî, Bedü’l-Vahy 7)
Hem ayet hem vahiy geldiğindeki tepkisi ve hem de mağaradan ayrıldıktan sonraki endişeleri de göstermektedir ki, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) daha önce asla bir peygamber olacağından haberdar değildi ve böyle bir şey için de hazırlık yapmıyordu.
Kaynak: Muhittin Akgül, 99 Soruda Efendimiz