Kur’ân âyetlerinin tamamının 6.200 küsur olduğunda ittifak varsa da, küsurun kaç olduğunda farklı görüşler mevcuttur. Kûfelilerin kıraatine göre 6.236, Mekkelilerin kıraatine göre 6.220, Şamlıların kıraatine göre 6.216, Medinelilerin kıraatine göre 6.210, 6.214 veya 6.217, Basralıların kıraatine göre ise bu sayı 6.204, 6.205 veya 6.219 dur.
Bu farklılıkların bir sebebi, bazı âyetlerin başlayış ve bitiş yerlerinin neresi olduğundaki farklılıklardır. Bu da, kıraat âlimlerine ulaşan rivayetlerin farklılığındandır. Farklı rivayetler ise, Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) değişik zamanlarda okuyuşundaki durak yerleri sebebiyle (vakf ve ibtidâ) olmuştur. O, ilk okuyuşunda, âyet başlarını belirtmek üzere, her âyetin sonunda dururdu. Bunun öğrenildiğine kanaat getirince, anlam irtibatını devam ettirmek söz konusu olan yerlerde bunu temin etmek için, bazen müteakip âyete geçerdi. İlk defa işiten kimse ise, okunan bütün metni bir âyet zannederdi. Ve kendisi de onu bu şekliyle başkalarına rivayet ederdi.
Ayrıca âyetlerin sayılarındaki ihtilafın sebeplerinden birisi de, her sûrenin başında bulunan Besmele’nin, sûre başlarındaki hurûf-u mukattaaların ve yine bazı sûrelerin başlarındaki kelimelerle, Kur’ân’ın bazı kısa âyetlerinin müstakil birer âyet olarak kabul edilip-edilmemesidir. Böyle bir ihtilafın varlığı, Kur’ân’da herhangi bir eksiklik veya fazlalık meydana getirmeyip, sadece var olan bir bütünün farklı şekillerde algılanmasından ibarettir.
Kaynak: Dr. Muhittin Akgül, Kur’an İkliminde Seyahat