Değerli kardeşimiz,
Yeni evlenen çiftlerin, nikâhtan sonra evliliklerin ilk günlerini beraber geçirmek üzere çıktıkları tatile “balayı” denmektedir. Balayı uygulaması örf ve âdet olarak bizim kültürümüz ve örfümüzde bulunmamaktadır. Fıkıh kitaplarında da böyle bir uygulama yoktur. Fıkıh kitaplarımızın cemaate katılmamayı gerekli kılan özürler başlığında bu konu incelenmiş ve yeni evlenmiş erkeğin cemaate gelmeme ruhsatı bulunduğu bildirilmiştir.[1]Mevsuatu’l-Fıkhiyyeti’l-Kuveytiyye, “Salat” mad., 27/191. Bu hüküm, Şâfiî mezhebine göre sadece zifaf gecesiyle, Mâlikîlere göre ise altı günle sınırlıdır.[2]Vehbe Zuhaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, 2/289.
Balayı uygulaması, batı kökenli bir uygulama olduğu için teşebbüh/benzeme niyetiyle yani sırf bu âdet batıdan gelmiş olduğu için aşağılık psikolojisiyle yapılıyorsa böyle bir balayı câiz olmaz. Teşebbüh veya ta’zim/yüceltme niyeti bulunmaksızın biraz da günün gelenek ve örfüne dayanarak tatil amaçlı çıkılıyorsa buna haram demek zordur.
Bazı memleketlerde evlenen çiftlerin balayında umreye gittiklerini biliyoruz. Bu ve benzeri uygulamalarla, evlenmiş olan çiftler, ilk hafta veya evlendikten bir müddet sonra balaylarını maneviyat eksenli yerlerde geçirebilirler. Böylece içinde batı taklitçiliği gibi teşebbüh kokan fakat dinimizin de tamamen karşısında olmadığı böyle bir uygulamayı hayra kanalize etmiş olurlar.
Selametle kalınız.
Hikmet.net
Dipnotlar