İlmihal geleneğimizin son dönem temsilcilerinden olan “Bir Müslümanın Yol Haritası”; İslam’ın iman, ibadet ve ahlaka dair hükümlerini ihtiva etmekte, bunu yaparken de hükümlerin hikmetlerine değinmek suretiyle bir ayrıcalık ortaya koymaktadır. Eser, bir heyet tarafından kaleme alınmıştır.
Bu kitap, ilk elden İslâm dininin gerekleri ve pratiklerini ihtiva etmektedir. Elbette İslâm dininin gerekleri, tavsiye, öğüt, teklif ve direktifleri bunlarla sınırlı değildir. Ancak bunu ifade etmek gerekir ki, bu çalışma sınırlı ve öncelikli konuları ihtiva etse de, bir Müslümanın edinmesi ve alması gerekli temel bilgileri vermektedir. Daha doğrusu kitap, inanç, ibadet ve ahlâk boyutuyla İslâm’ın getirdiği mesajı özlü ve kolay anlaşılabilir bir şekilde sunma gayretidir.
Din; iman esasları, amelî hükümler (ibadât, muamelât) ve ahlâktan oluşur. Bu kitapta dinin bu üç temel konusu işlenmeye çalışılmıştır. Yalnız başlı başına bir çalışma konusu olan “muamelat” konusuna girilmemiştir. Kitapta İslam Dini’nin temeli, esası olan iman esasları üzerinde etraflı ve derinlikli bir şekilde durulmaya çalışılmıştır. Zira her şey imana, inanca bağlıdır. İbadet, muamelat ve ahlâk iman temeli üzerinde gerçekleşir.
Bu itibarla kitapta “İman Esasları”ndan sonra İbadetler kısmı yani namaz, oruç, zekât, hac konuları işlenmeye çalışılmıştır. İbadetlere ait hükümler, bir Müslümanın ibadetlerini yerine getirirken takip etmesi gereken semavî kaynaklı bir yol haritası gibidir. Konular ele alınırken sadece ilmihal bilgileri verilerek yetinilmemiş, mümkün olduğunca “hikmet” yönleri üzerinde de durulmaya çalışılmıştır. Tabii her şeyden önce, Allah tarafından gönderilen ve Peygamber Efendi-mizin (sallallahu aleyhi ve sellem) tebliğ ve temsili ile bütün insanlığa semavî kaynaklı bir hayat modeli olarak sunulan dinin, her emrine teslim olma, inanma, güvenme bir esastır. Temelde bu iman ve teslimiyetle birlikte Yüce Mevla’nın gönderdiği dinin her emir ve yasağındaki hikmetleri anlamaya, görmeye, hissetmeye çalışmak da O’na olan imanın tabi bir neticesidir. Allah’ın emrettiği her şeyde sayısız hikmetler vardır; çünkü Allah Hakîm’dir, her emrinde bildiğimiz bilemediğimiz bir sürü hikmetler vardır. Bizler aklın idrak ufkunun yettiği ölçüde o emrin hikmetlerini, maslahatlarını bilebiliriz. İnsanın aklı, fikri, kalbi ve bütün ruhî fakülteleriyle itminana ermesi açısından yapılan ibadetlerin hikmetlerinin bilinmesi oldukça önemlidir.
Özellikle günümüzde İslam Dini’nin her meselesinin elden geldiğince hikmet ve maslahat boyutunun anlatılmasında zaruret vardır. Dinin önemli bir boyutu da ahlâktır. Ahlâk, imanın ibadetlerle insan tabiatının bir derinliği haline gelmesi veya vicdan eksenli oluşumun bir tezahürüdür. Ahlâk, dinin semeresidir. Din insan tabiatıyla, benliğiyle ne ölçüde bütünleşmişse o derece ahlâkî değerlerin temsili seviyelidir. Ve ahlâk; kâmil manada bir Müslümanın vazife ve sorumluluklarını, Allah’ı görüyor ve O’nun tarafından da görülüyor olma mülâhazası ile yerine getirmesidir.
İlmihâlin hazırlanması esnasında mümkün olduğunca ihtilâfa ait detaylardan sarf-ı nazar edilmiştir. Kitap, Hanefî mezhebi esas alınarak hazırlanmıştır. Yer yer başta şafiî mezhebi olmak üzere diğer mezheplerin yaklaşımlarına da atıflarda bulunulmuştur. Zaten, İslâm’daki mezhebe ait farklılıklar dinin asılları üzerinde değil, daha teknik detaylarda, farklı sosyal yaşama alanlarının ve tabiî olarak kültürel algılayış farklılıkları ile İslâmî asıllara (nasslara) yaklaşım farklarından kaynaklanmaktadır. Hepsi de yalnızca yoruma müsait içtihadî; yani değişime ve gelişime açık alanlarda teşekkül etmiştir.