Her anne-baba çocuğuna iyi bir eğitim vermek ister. Bununla beraber bu söylendiği kadar kolay olmayan bir sanattır.
Anne-babalık bir yetenek olduğu kadar kişinin kendi ailesinden aldığı örneklerle de yakından ilişkilidir. Anne–babalığın asıl okulu ailedir. Bununla beraber yapılan araştırmalar eğitimin, sosyoekonomik durumun ve kültürün anne–babanın çocuk yetiştirme şeklini etkilediğini göstermektedir. Kişi gayret gösterirse anne-babasında gördüğü hataları yapmayabilir, kendini geliştirebilir. Fakat bazı zorluklara karşı hazırlıklı olunmalıdır.
Sinan Bey çocuklarına çok düşkün bir babadır. Eşiyle onlara güzel bir terbiye vermek için ellerinden geleni yapmakta, sabırlı davranmaya çalışmaktadırlar. Sinan Bey’in babası otoriter bir babadır. Sinan Bey’in endişesi çoğu zaman çocuklarına toleranslı davransa da yorgun ya da uykusuz olduğunda birden parlaması çocuklarına ani ve şiddetli tepki göstermesidir. Çocukların genelde daha büyük hatalarını hoşgörüyle karşılarken bazen en küçük bir hata karşısında neden kendisine hakim olamadığını anlayamamakta, bununla nasıl başa çıkacağını düşünmektedir.
Sema Hanım yeni evlidir. Üniversite tahsili yapmıştır. Evlendikten sonra eşinin tayini sebebiyle küçük bir kasabaya yerleşirler. Eşi öğretmendir. Sema Hanım çocuğunu kendisi yetiştirmek için ilk yıllar çalışmamayı tercih etmiştir. Anne–babası oldukça otoriterdir.
Sema Hanım anne–babasını çok sevdiği halde onların verdiği cezaları unutamamaktadır. Dayağın insan ruhunda ne kadar derin yaralar açtığını bildiğinden kendisi çocuğuna fiziksel ceza uygulamamakta ve otoriter davranmamakta kararlıdır. İlk aylar çok güzeldir. Fakat çocuk büyüdükçe yaptığı yaramazlıklarla başa çıkamamaktadır. Çocuğun en küçük hareketine dayanamamakta, ona vurmamak için kendisini zor tutup bağırıp çağırmaktadır. “Şimdiden böyle olursa ileride ne yapacağım?” diye endişelenmektedir.
Kişinin modelini eksik gördüğü bir davranışta bulunurken çektiği en büyük zorluk dengeyi kuramamasıdır. Müsamaha güzeldir; fakat aşırı olursa disiplinsizlik olur. Otoriter anne-babaların çocukları eğer çocuklarına daha müsamahakâr davranmak isterlerse disiplin eksikliği göstermekte ve aşırı koruyucu veya aşırı tepkili davranmaktadırlar. Halbuki çocuk küçük yaşlardan itibaren sürekli sevgi ve ilgiye anne-babanın aşırıya varmayan kontrolüne ihtiyaç duyar. Çocuğa ani tepkiler vermemek için bazı hususlara dikkat etmek gerekir.
Çocuğunuzu iyi tanırsanız neyi isteyeceğini daha önceden tahmin edersiniz.
Çocuğun devamlı yaptığı sizi bunaltan davranışlarına karşı önceden tedbir alın.
Anne–babalar meşgul olduklarında veya çocuklarına baskı uygulamak istemediklerinden çocuklarının yaptıkları bazı hataları görmezlikten gelirler. Fakat bu hatalar gittikçe artmaya başlar. Böyle durumda şiddetli tepki göstermek çocuklarda çok olumsuz etkiler bırakmaktadır. Çocuğa hakaret etmek, genellemelerde bulunmak, bağırmak, çifte mesaj anlamı taşır ve ruhunda derin yaralar açar. Çocuk bu durumda ya kendisini çok suçlayıp kendine güvenini kaybedebilir ya da anne–babasına karşı bir kin duyup, onlardan uzaklaşabilir. Her iki durumun da devamlı olması çocukta meydana gelen stresten dolayı olumsuz davranışlar ve kişilik bozukluklarına yol açabilir.
Farika Teymur Artır