Çocuğu olmayan ailelerin yabancı kişilerin çocuklarını evlatlık olarak almaları İslâm’a göre, başlangıcı ve nihayeti itibariyle tasvib edilmese gerek. Hakkımızda hayırlı olan kader-i İlâhinin çizdiğidir. Evet bize düşen o takdire rıza göstermektir. Zira, hakkımızda neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Nitekim, çocuklarından çeken nice aileler var ki, ‘keşke hiç olmasaydı’ deyip inlemektedirler.
Yalnız evlatlık çocuk alanlar, ileriki yıllarda mahremiyet mes’elesinin teessüs etmemesine âzamî dikkat göstermek zorundadırlar. Bu ise, ancak kadının abla veya küçük kız kardeşinin erkek çocuğunu alması veya erkeğin, kardeşlerinin kız çocuklarını almasıyla sağlanabilir. Bir de yabancı çocuklar için süt amcası veya süt teyzesi olma durumu ayarlanabilir. Bunlar yapılabildiği durumlarda evlat edinme olabilir. (Kaynak: Fasıldan Fasıla I, “Evlatlık”)