Soru Detayı: Genç yaştayım. Son zamanlarda evlilik meselesi kafamı çok meşgul ediyor. Gördüğüm kadarıyla bizim çevremizde aşk ve sevgiye dayanan bir evlilik olmuyor. Ne yapmalıyım, istediğim sevdiğim birini bulamasam bile, dini yönden sağlam birini bulunca evleneyim mi?
Öncelikle şöyle bir hatırlatma yapalım. Her işi vakti zamanında yapmak önemlidir. Yani evlilik de vakti zamanı geldiğinde üzerinde düşünülecek ve ona göre adım atılacak önemli bir meseledir. Ancak okulu devam ettiğinden veya yaşı küçük olduğundan ya da durum ve şartları elvermediğinden dolayı henüz evlenmeyi düşünmeyen birisinin bu konulara fazlaca kafa yorması çok uygun olmaz. Çünkü gereksiz yere bu tür meseleler zihnimizi meşgul edecek ve himmetimizi dağıtacaktır. Hele bunun da ötesinde yıllarca karşı cins biriyle görüşerek flört hayatı yaşamayı kesinlikle doğru bulmuyoruz. Zaten böyle bir davranış dinimizce de caiz değildir.
Evet dinimiz her konuda ölçü ve prensipler getirip bizim hayatımıza hayat olduğu gibi, evlilik gibi oldukça önemli bir konuda da boşluğa meydan vermeyecek ölçüde düzenlemeler getirmiştir. Yani evlenirken dikkat edilecek hususlar nelerdir? Evlilikte ebeveynin rolü nedir? Evlenilecek kişide ne gibi özellikler aranmalıdır? Evlilik öncesi tanışma dönemi olan nişanlılıkta caiz olan ve olmayan şeyler nelerdir? Kişi evlenmek istediği biriyle ne ölçüde görüşüp konuşabilir? Ve daha bunlar gibi birçok hususta bizler dinimizin hep bizi aydınlattığını görüyoruz. Çünkü İslami temellerden uzak sadece heva ve heves uğruna yapılacak bir evlilik bereket ve yümünden uzak olduğu gibi, böyle bir aileden meydana gelecek nesillerin de İslam’ın gölgesinde bir hayat yaşamaları oldukça zordur.
Bundan dolayı evlilikte akıl ve mantık her zaman belirleyici rol üstlenmeli ve bunun yanında evlenilecek kişi hakkında başkalarına danışma ve meşveret de kesinlikle terk edilmemelidir.
Aslında bu demek değildir ki, evlilikte his ve duygular işin içine girmesin, kişi evleneceği bayanı veya erkeği sevmesin veya ona âşık olmasın. Yukarıdaki hususların gözetilmesi bunlara engel değildir. Nasıl olsun ki, evleneceğimiz kişiye karşı içimizde bir sevgi muhabbet oluşmadıysa nasıl onunla ömür boyu bir hayat geçirebiliriz!
Çünkü Kur’an’da da işaret edildiği gibi, evliliğin hikmet ve faydalarından birisi de, eşler arasında sevgi, muhabbet ve meveddetin teşekkül etmesidir. Zaten insanı en çok mutlu eden şeylerden biri de kalbine karşılık mukabil bir kalbin bulunmasıdır. Böylece onunla sevgisini, üzüntüsünü paylaşabilsin ve ikisi beraber adeta cennet yamaçlarında yaşarcasına bir hayat yaşasınlar.
Şimdi bahsettiğiniz çevrede yapılan evliliklere baktığımızda aslında sizi endişelendirecek bir durumun olmadığını görürüz. Bir kere şahıslar nerede olursa olsun, her zaman tek tip bir evlilikten söz edilemez. Önemli olan gayri meşru daireye girmeden ve usulünce evlenmektir. Bir kere dindar bir kimseyle evlenmek, mutsuzluğu seçmek ve aşkla sevgiyi bir tarafa atmak değildir. Bilakis, en güzel aşklar ve sevgiler iman dairesinde yaşanır. Zira dinî açıdan birbirlerine bakan eşler, birbirlerini ebedi eş olarak görür ve ona göre davranırlar. Aşk ve sevgilerini sadece beden ve suret güzelliğine bağlamazlar. Bundan daha önemli olan iç güzelliğine, ahlakına ve dini yaşamasına bağlarlar. Böylece, aşk ve sevgileri daimi olur ve artarak devam eder.
Evlenmeden önce bazı insanların yaşamaya çalıştıkları aşk, eğer sadece dış güzelliğe bakıyorsa bu gelip geçicidir ve bazen evlenmeden önce çoğu zaman da evlendikten sonra biter. Dolayısıyla en güzel aşk ve sevgi, iç güzellikle alakalı olan ve devamlı yaşanandır. Bu da eşlerin birbirlerine dinî ölçüler içerisinde yaklaşmalarına bağlıdır. Zira devamlılık ve ebedilik, ancak dine inanma ve onu yaşamayla elde edilebilir.