بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
﴿اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ ❁ اَلرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙ ❁ مَالِكِ يَوْمِ الدّ۪ينِۜ ❁ اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ ❁ اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ ❁ صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْۙ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّآلّ۪ينَ﴾
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla.
Bütün hamdler, övgüler âlemlerin Rabbi Allah’adır. O Rahmân’dır, Rahîm’dir. Din gününün, hesap gününün tek hâkimidir. (Haydi öyleyse deyiniz): “Yalnız Sana ibadet eder, yalnız senden medet umarız.” Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet. Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.
Dua okuyacağım zaman bir hadis-i şeriften istinbatla Fâtiha Sûresi’ni okuyorum, sonra da (meâlen) “Allah’ım, işte bu şifa vesilesi Fâtiha’dır; sen de Şâfî’sin, şifa veren yalnız sensin. Senden başka şifa verebilecek kimse ve senin şifandan başka da şifa yoktur. Hastalığımı gider, bu derdime deva ver. Hastalıktan hiçbir eser bırakmayacak bir şifa nasip et” diyorum.
Evet, en güzel dua Fâtiha’dır. Samimî bir kalble, hangi hastalığa okunursa okunsun biiznillah şifa vesilesi olur. Zaten, Fâtiha’nın isimlerinden biri de “Şâfiye”dir. Ayrıca, başka yirmi kadar ismi de vardır. Mesela, namazda okunması vâcip olduğundan “Sûretu’s-Salât”; başlı başına yeterli olduğundan “Vâfiye” ve “Kâfiye”; bütün sûrelerin aslı ve özü durumunda olduğundan “Ümm’ül-Kitab” ve “Esas” bu isimlerden bazılarıdır.
Siz de her türlü dert ve sıkıntınızın izâlesi için Fâtiha’yı okuyup, “Rabb’im, işte bu sûre Kâfiye’dir. Senin izin ve inayetinle her derde yetebilir. Sen Kâfi’sin. Okuduğum şu sûre hürmetine dert ve sıkıntılarım hususunda bana yardımcı ol” diyebilirsiniz. (Gülen, Kırık Testi-1, sh. 58-59)
*Hazırlayan: Mustafa Yılmaz