Gıyabi cenaze namazı, vefat etmiş bir kişinin yanında olmaksızın kılanan cenâze namazıdır. Başka bir ifade ile vefat etmiş kimsenin, başka (yakın-uzak) bir beldede olması nedeniyle, gıyabında kılınan cenâze namazıdır.
Hanefi ve Malikiler, gıyabi cenâze namazı kılınmasına sıcak bakmazken; Şafii ve Hanbeliler, böyle bir namazının kılınabileceğine hükmetmişlerdir. Bu meselede -özellikle günümüzde hem birbirine yakın insanların dünyanın çeşitli coğrafyalarına dağılmış olmaları hem de çeşitli nedenlerden dolayı seyahat engellerinin varlığı dikkate alınarak- Şafii mezhebinin görüşü ile amel edilebilir.
Allah Resûlü (sallahu aleyhi ve sellem) Habeşistan Kralı Necâşi’nin vefatını öğrendikten sonra onun cenâze namazını gıyabında kılmıştır. Ebu Hüreyre (r.a)’den bu mesele şu şekilde rivayet edilmiştir:
“Resulullah (s.a.s), Necaşi’nin öldüğünü vefat ettiği günde (ashabına) duyurdu. Namazgâha çıktı. (Cenaze namazı kılmaya gelen sahabileri) saf düzenine soktu ve dört tekbir aldı.” (Buhârî, Cenâiz, 4)
Başka bir rivayette Allah Resûlü “Bugün salih bir adam vefat etti. Kalkınız, kardeşiniz Asheme’nin (Necaşi) üzerine cenaze namazı kılınız” buyurmuş ve onun gıyabında cenaze namazı kıldırmıştır. (Buhârî, Menâkib, 38; Müslim, Cenâiz, 65) Bu uygulamadan hareketle, Şafiiler ve Hanbeliler başkaları için de gıyabi cenaze namazı kılanacağına hükmetmişlerdir.[1]Şirbini, Muğni’l-muhtâc, 2/27; Günümüz Meselelerine Fetvalar, 202
Aynı şehirde bulunanlar, cenâze namazına gitme imkânına sahip olduklarından vefat etmiş bir kimsenin cenaze namazını gıyabında kılamazlar.[2]Zuhayli, el-Mutemed fî fıkhi’ş-Şafii, 626 Hapiste bulunanlar veya seyahat edemeycek kadar ağır hasta olanlar bu hükümden istisnadır.[3]Şirbini, Muğni’l-muhtâc, 2/27 Şafii mezhebine göre, cenâze namazına yetişemeyenler, vefat etmiş kimsenin kabrinin yanında ikinci bir cemaat olarak cenâze namazı kılabilirler.[4] Günümüz Meselelerine Fetvalar, 204 Bu görüşe şu rivayet delil gösterilmiştir:
“Siyahi bir erkek (veya siyahi bir kadın) mescidin temizliğini yapardı. Derken bu adam (veya kadın) vefat etti. (Aradan bir süre geçtikten sonra) Peygamber (s.a.s) onu sordu. ‘Öldü’ dediler. Peygamber (s.a.s) ‘Bana bildirmeniz gerekmez miydi? Bana o adamın (veya kadının) mezarını gösterin’ buyurdu. Mezarına geldi ve orada cenaze namazını kıldı.” (Buhâri, Ebvâbü’l-mesâcid, 39)
Gıyabi cenaze namazının kılınma vakti ile ilgili şunlar söylenebilir: İlk olarak “meyyitin yıkanmış olması” gerekir. İkinci olarak, cenazenin bulunduğu beldede kılınan namazdan önce mi sonra mı gıyabi cenaze namazı kılınacağı meselesi Şafii alimler arasında ihtilaflı olduğundan cenazenin bulunduğu beldede kılınan namazdan sonra olması –ihtilaftan kurtulma adına– daha salim bir yoldur.[5]İbn Hacer el-Heytemi, el-Fetâva’l-kübrâ el-fıkhiyye, 2/4; Şirbini, Muğni’l-muhtâc, 2/27 Bununla beraber cenazenin bulunduğu beldedeki cenaze namazından önce kılanların bu namazlarını tekrar etmelerine gerek yoktur.
Gıyabi cenâze namazının kılınış şekli normal cenâze namazından farksızdır.
İlave bilgi için bakınız:
Dipnotlar