“Çocukta Allah’a intan duygusu, ona engin bir huzur ve sonsuz bir güven verir. Çocuk Allah’ı anladıkça, kendisini de anlamaya başlar.” (Zübeyir Gündüzalp)
İnsanın çocukluğunda aldığı dinî telkinlerin, hayatı boyunca derin izler bıraktığı bilinmektedir. Son yıllarda çocuk psikolojisi üzerinde yapılan birçok araştırma, çocuğun kişiliğinin temel özelliklerinin ilk yıllarda ortaya çıktığını tespit etmiştir. Hayatın diğer dönemlerini büyük ölçüde etkileyen bu özellikler, günümüzde eğitimcilerin ilgisini okul öncesi döneme yöneltmiştir.[1]M. Emin Ay, Çocuklarımıza Allah’ı Nasıl Anlatalım?, 20. Çünkü, çocuğun karakterinin tohumları, ilk çocukluk yıllarında atılmakta ve sonraki yıllarda da gelişmeye başlamaktadır.
İlk yıllarında alınan dinî eğitimin, çocuk üzerinde olumlu etkiler bıraktığı ve çocuğu disiplinli bir hayata yönlendirdiği bilinen bir gerçektir.
Çocuklarda var olan yüksek uyum gücü dikkate alınarak, dinî eğitimin ilk çocukluk yıllarında en iyi şekilde verilmesine çalışılmalıdır. Çocuğun yaşı 10-12’ye geldiğinde dinî eğitim için genç kalınmış olunur.
Çocuğun yaşına göre, verilecek dinî eğitimin yöntemini belirlemek gerekir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1- İlk Çocukluk Dönemi (2-6 yaş grubu)“Okul öncesi dönem” olarak da adlandırılabilecek 2-6 yaşları arasındaki devrede çocuğun psikolojik yapısı dikkate alınarak ona verilecek din eğitiminde daha ziyade çocuğun duygularına ve gönlüne hitap edilmeli, el becerileri ve oyun faaliyetlerine dinî unsurlar katılmalıdır.
İşte, ilk çocukluk döneminde çocuğa verilecek oyuncaklarda dinî yaşantıyı temsil edecek, hatırlatacak ve bazı kavramları sembolize edebilecek özellikler bulunmasına dikkat edilmelidir. Sözgelimi, ona hediye edilecek namaz örtüsü, teşbih ve takke gibi eşyalar, içinde cami resimleri bulunan boyama kitapları vs. bir taraftan da dinî dünyaya adım atmasını sağlayacaktır. Batı ülkelerinde, anaokullarında verilen dinî eğirimin belkemiğini, semboller, resimler ve oyuncaklar oluşturmaktadır.[2]Başkurt, İrfan. Federal Almanya’da Din Eğitimi, 117.
Dua, okul öncesi çocuğun eğitiminde önemli bir yer tutar. Çocuklara çok yavaş olarak küçük dualar, şükür cümleleri ve ilâhiler belletilmelidir. Ezberletilen bu dualar, onların Allah’a yaklaşmalarını sağlayacaktır.[3]M. Emin Ay, Çocuklarımıza Allah’ı Nasıl Anlatalım?, 41.
2- Son Çocukluk Dönemi (7-12 yaş grubu)
Bu dönemde dinî eğitimle ilgili en ciddî uyarı Hz. Peygamber Efendimizden gelmektedir. Hz. Peygamber (sav): “Çocuklarınız yedi yaşına geldiğinde, onlara namaz kılmayı öğretiniz” [4]Ebu Dâvud, Salât: 25. demektedir.
Hz. Peygamber bu hadisinde, yedi yaşının öğrenme dönemi olduğunu, çocuğun artık dinî ibadetleri bilmesi ve yapması gerektiği ifade etmektedir.
O halde yedi yaşından itibaren namaz gibi İslâm dininin en önemli ibadetinin nasıl yapılacağı, sûreleri, duaları ve kılınış şekliyle çocuklara öğretilmeli ve çocuktan bu ibadeti yerine getirmesi beklenmeli ve istenmelidir. Ancak burada önemli olan bir husus unutulmamalıdır. Son çocukluk devresinde de olsa çocuk yine “çocuktur”. Çocuksu duyguların etkisi davranışlarına yansıyabilir. O nedenle çocuklara gerek ibadetlerle ilgili bilgilerin öğretimi, gerekse ibadetlerin yerine getirilmesi konusunda, İslâm’ın temel prensiplerini teşkil eden müsamaha, hoşgörü, sabır, sevgi ve şefkatle davranmalıdır. Böylece, çocuğun kalbi kazanılmak, duygularına hitap edilmelidir. Zaman zaman teşvik ve takdir edilmeli, gururu okşanmalı, bazen maddî mükafatlarla ödüllendirilmelidir. Çocuğun namazı zorla değil, isteyerek kılması için alt yapıyı ebeveyni hazırlamak zorundadır.
Unutulmamalıdır ki, sağlam bir ibadet eğitimi, ileride şüphe döneminin daha kolay atlatılmasına yardımcı olur. ibadet hayatının, ergenlik çağında, çocukluktaki taklitçi unsurlardan arınmış, zengin bir muhteva ve derinlik kazanmış bir şekilde varlığını sürdürmesi beklenir. Güçlü bir eğitimden yoksun gençlerin, çevrenin olumsuz etkilerine fazlaca kapıldıkları ve ibadetlere küçümseyerek baktıkları gözlenmiştir. Çocukluk çağında camiye hiç ayak basmamış bir genç ya da yetişkinin, oraya girmeye çekinmesi, daha sonra oraya girmeye gerek görmemesi veya girdiği zaman orada var olanı görememesi mümkündür.[5]M. Emin Ay, Çocuğumuza Allah’ı Nasıl Anlatalım.
Halit Ertuğrul, Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi
Dipnotlar