Soru Detayı: İnsanlar birbirine ilgi ve alaka duyan farklı iki cins halinde yaratılmıştır, bayan ve erkek. Ve bu iki farklı cinsin birbirine ilgi duyması normaldir. Ancak nasıl oluyor da, aynı cins kişiler de birbirine meylediyor. Yani Allah insanı yaratırken ona böyle bir meyil de mi koydu? Yani insanın karşı cinse ilgi duyması normal hatta gerekli, ancak kendi cinsine ilgi duymasını nasıl açıklayabiliriz?
Soruda da ifade ettiğiniz gibi Allahu Teala kâinattaki her şeyi çift yarattığı gibi insanı da bir bayan ve erkek olmak üzere çift yaratmıştır. Ve neslin devam etmesi için bunların her birine, karşı cinse karşı bir meyil vermiş ve bu ihtiyacın giderilmesinin de meşru yolunu evlilik olarak göstermiştir.
Bunun dışında meydana gelecek gayri meşru ilişkileri zina kapsamında değerlendirmiş ve
“Sakın zinaya yaklaşmayın; Çünkü o, çirkinliği meydanda olan bir hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur.” (İsra Suresi, 17/32)
ayetiyle bunun büyük günahlardan biri olduğunu ifade etmiştir. Bunun dışında Kuran-ı Kerim, kişinin kendi cinsiyle yapacağı böyle bir ahlaksızlığı, Lût kavminin helak edilmesinin sebebi olarak göstermiş ve Efendimiz hadisleriyle bunu yasaklamış ve çok çirkin bir günah olduğunu ifade etmişlerdir.
Esasen selim fıtratta yaratılan bir insanın böyle bir davranışa tevessül etmesi düşünülemez. Ama insan yaratılış itibariyle içinde bulunan iyi ve kötü duygulardan hangisini işletir ve kullanırsa o yönü gelişecektir. Asrımızda rahatlıkla anne babasına karşı gelen hatta onları döven ve öldüren, çocuğuna kıyan, insanlara hayat hakkı tanımayan ve şefkat duyguları tamamen tefessüh etmiş insanları gördüğümüzde biz bunu daha iyi anlıyoruz. Yani kişi yaratılış istikametinde bir hayat yaşamaz ve dinin yasaklarını işlemeye devam ederse, bunun sonucunda insanda bulunan vicdan mekanizması asıl fonksiyonunu eda edemez duruma gelirken fıtrat da bozularak normalde büyük cürüm olan bazı davranışları normal görmeye başlayabilecektir.
Günümüzde yalan söylemek, insan aldatmak, bazı insanların neredeyse vazgeçilmezi haline geldi, bunlar sahabe devrinde yapılsaydı kişinin imanından bile şüphe edebilirlerdi. Çünkü onlara göre imanla bunların bir arada bulunması imkânsızdı.
Aynen bunun gibi özellikle asrımızda her şeyi dünyadan ibaret gören ve bunun içinde her zevki tatmak isteyenler, bunun sonucunda biraz da merak saikasıyla bu tür şenaatleri işlemektedirler. Yoksa bunların bu gayri fıtri davranışları insanın böyle bir cürmü işlemeye meyilli yaratıldığını göstermez.
Kısaca özetlersek, özellikle günümüzde yaygınlaşan bu fena haslet, selim insan fıtratının bir yanını oluşturmaz. Ancak kişi bu tür hayvani isteklerini işlete işlete zamanla meşru yolla tatmin olmayacak ve bu türden birçok şenaat ve denaati işlemeyi kendince normal kabul edecektir. Yoksa dinin aydınlık vahyi altında yürüyen ve fıtratına uygun bir hayat yaşayan bir Müslümanın hiçbir zaman bu tür arzu ve istekleri olmayacaktır.