Müfessirlerimizden Âlûsî der ki: Rivayetlere bakılırsa bu âyet, Ebû Cehil ve benzerleri hakkında nâzil olmuştur. (el-Âlûsî, XXIII/253.) Müfessir Âlûsî, bu âyette anlatılan kurtarıcılık anlamının uhrevî değil, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bir kısım inatçı kâfirleri İslâm’a davet etme konusunda gösterdiği çabaların yararlı olmayacağını belirten temsîlî bir istiâre olduğunu kaydeder. Yani O’nun, insanların hidâyeti için var gücüyle çalışması, gayret etmesi ve onları imâna davet etmesi, âdeta ateşte yanmakta olan insanları kurtarmaya benzetilmiştir. (el-Âlûsî, XXIII/253.)
Zemahşerî de benzer bir anlam vererek âyeti yorumlamıştır:
“Onların, dünyada, yani hayatta oldukları halde azabı hak etmiş olmaları, sanki ateşe girmişler gibi beyan edilmiştir. Hatta Rasûlullah’ın onları imana davet ederken gösterdiği çaba ve gayretler, onları ateşten kurtarması anlamında ifade edilmiştir.” (ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, IV/117.)
Kurtubî ise âyeti sebeb-i nüzûl rivâyetlerinin yardımıyla şöyle tefsir etmektedir:
“Hz. Peygamber (s.a.s.), cehennemlik oldukları (ilm-i ilâhide) bilinen bir topluluğun imana gelmesini şiddetle arzu ediyor ve bunun için çabalıyordu ki, işbu âyet bunun üzerine nâzil olmuştur. İbn-i Abbas’a göre, bu kimseler Ebu Leheb, oğlu ve Hz. Peygamber’in aşiretinden olup da iman etmeyenlerdir.” (el-Kurtubî, XV/244.)
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) şu hadisi de söz konusu âyetteki benzetmeyle ilgili ve yukarıdaki yorumları destekler mahiyettedir:
“Benim ve insanların durumu şuna benzer: Bir adam bir ateş yakmış, kelebekler ve uçan bir kısım canlılar da ateşin içine düşüyorlar..” (Buhâri, Sahîh, Enbiyâ, 40, cilt: IV, s. 136.)
Sahîh-i Müslim’deki rivâyet ise farklı ve şöyledir:
“Benim ve insanların durumu şuna benzer: Bir adam ateş yakmış, bir kısım canlılar ve kelebekler ateşin içine düşmeye başlıyorlar. Ben ise, siz ateşe doğru atılırken sizi engellemeye çalışıyorum.” (Müslim, Sahîhu Müslim Bi Şerhi’n-Nevevî, Kitâbu’l-Fedâil, Bab: 17, XV/49.)
Yani bu hadiste, bir kısım insanlar iman etmemekle, henüz dünyada iken cehennem ateşine girmiş gibi ifade edilerek bir yönüyle âyete ışık tutulmuştur.
Netice olarak bu âyet, müfessirlerimizin yorumları ve onu destekleyici hadislerle birlikte düşünüldüğünde, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) ahirette, kendisine iman eden insanları şefâat ile cehennem ateşinden kurtarmasının imkansızlığını değil, O’nun dünyada iken verdiği İslâmî tebliğ mücadelesinde bir kısım –Ebû Cehil ve Ebû Leheb gibi– müşriklerin imâna gelmeyeceklerini ifade etmektedir.
Kaynak: Dr. Mesut Erdal, 40 Soruda Şefaat İnancı