İhramdan çıktıktan sonra saçların tamamen tıraş edilmesi veya bir miktar kesilmesi haccın vaciplerindendir. Bunun sebebi Allah’ın bunu istemesidir. Bununla alakalı ayet-i kerime Fetih sûresinde
“Allah, elçisinin rüyasını elbette doğru çıkaracaktır. İnşaallah siz kiminiz başını tıraş ettirmiş, kiminiz saçlarını kısaltmış olarak, Mescid-i Haram’a korkmaksızın tam bir güvenlik içinde gireceksiniz. Ama Allah sizin bilemediğiniz şeyleri bildiğinden ondan önce, yakın bir zafer nasib etti.” (Fetih Suresi, 48/27)
şeklinde bildirilir. Bunun dışındaki şeyler sadece bu emrin hikmetlerinden insanların anlayabildikleridir ve esasen bunlar anlaşılan ve kitaplarda yazılanlarla sınırlı değildir. Belki de asıl hikmeti insanlar henüz keşfetmemiş olabilirler. Zaten Allah’ın emir ve yasaklarında bildiğimiz ve bilemediğimiz binlerce hikmetler vardır.
Hacda ihramdan çıktıktan sonra tıraş olma meselesi için de bazı hikmetler düşünülebilir. Burada bilebildiğimiz şeyleri söylerken bunlarla sınırlı olduğunu söylemiyoruz, kimse de söyleyemez.
Hacda Allah’a şükür adına kurban kesen kimse bir de kendi vücudundan saçlarını kurban etmektedir. Bu da insan saçlarını Allah yolunda kesebildiği gibi gerektiği zaman O’nun yolunda canını da verebileceğini sembolize eder. Hac baştan başa “taabbudilik” ifade eden bir ibadettir. Taabbudilik ise bir şeyi sırf Allah ve Resulü emrettiği için yapmaktır. Mesela, insan aklı Kâbe etrafında dönmek için bir sebep bulamaz. Hem de bir değil iki değil, yedi defa. Bu, Allah’ın Kâbe etrafında dönün emrine uymaktır ve sırf emredildiği için ve emredildiği şekilde yapılır.
Saçların tümüyle kesilmesinin yanın başın kazıtılmasının daha faziletli oluşu burada aynı zamanda Allah karşısında tevazuu da ifade eder. Kul başı açık ve yalın ayak huzura gelir.
Bizim aklımıza gelmeyen ve şimdilik keşfedilemeyen bazı hikmetler de vardır. En büyük hikmeti ise her halükarda Allah’ın emrine itaat edileceğini, O’nun emirlerinin hiç sorgulanmadan uygulanacağını göstermesidir.