Bilindiği üzere fitne; imtihan, bela, musibet, ahlaki bozulma.. gibi birçok manalara gelmektedir. Bu manada fitne, yani bozulma hem erkek hem de kadınlarda görülmektedir. Bu anlayış içinde maneviyat büyüklerinin dualarına baktığımızda, bütün fitnelerden birer defa Allah’a sığındıkları halde (kadın fitnesinden) üçer defa sığınma ihtiyacı duyduklarını görmekteyiz. Büyükler dualarında tekrar ederek diyorlar ki:
– Min fitnetinnisa, min belainnisa, min şerrinnisa!.. Kadın fitnesinden, kadın belasından, kadın şerrinden sana sığınırız Rabb’imiz!
Demek ki erkeklerden kadınlar için fitne olanlar olduğu gibi; kadınlardan da erkekler için fitne unsuru olanlar vardır. Şu kadar var ki, kadın fitnesi erkek fitnesinden çok daha büyük ve zararlı fitne olsa gerektir. Bunu bir hadisinde Efendimiz şöyle haber vermektedir: “Benden sonra erkekler için (kadın fitnesinden) daha zararlı bir fitne olmayacaktır!”
Evet, müstehcenliğe âlet edilen kadın fitnesinden daha büyük ve zararlı bir fitne olmayacaktır. Bütün fitneler bir yana, müstehcen kadın fitnesi bir yana. Özellikle maneviyatı zayıf gençler için…
Çünkü kadın fitnesi, öyle bir fitnedir ki, o kendini sadece teşhir eder. Sana fiilen ısrarda bulunmaz. Onun ısrarı, zorlaması, senin içindeki duygularını tahrikle olur. Seni nefsinle, şeytanınla baş başa bırakır. Azdırdığı nefis ve şeytanın sana öylesine musallat olur ki, o geçip gider; ama sen kendini kurtaramazsın, galeyana getirdiği hislerin seni otomobil çarpmışa döndürür, ne yaptığını bilemez hale gelirsin… Bir de kendine geldiğinde bakarsın ki, ömür boyu pişman olacağın yanlışı yapmış, hayat boyu utancını hissedeceğin hatayı işlemişsin!..
Fitnenin insan iradesini elinden alırcasına dehşetli tesirinden dolayıdır ki, Allah Resulü Efendimiz (sav) Hazretleri, her türlü kötülük karşısında sabretmiş; ancak fitneyle insanların aile bağını çözüp ebedi hayatlarını tehlikeye düşürenlere karşı bedduadan çekinmemiş de buyurmuş ki: “Fitne uykudadır. Uyandırana Allah lanet etsin!”
Gerçekten de insanın içindeki yalnız nikahlısına karşı beslediği cinsel hisleri, başkalarına karşı uykudadır. Ne var ki, uykudaki bu hisleri uyandıran müstehcen tahrik ve teşhirler vardır.
Allah Resûlü Efendimiz işte bunlar için yapmaktadır bedduasını: “Fitne uykudadır. Uyandırana Allah lanet etsin!” İnsanların hem aile hayatlarına hem de ahiretlerine verdikleri zararın dehşeti bakımından böyle bir bedduaya layık görülmüşlerdir bu tahrik ve teşhirciler…
Konuyu şöyle bir temenni ile bağlayalım izin verirseniz: Peygamberler dünyaya getirmiş olan kadına, kanunlarla yasaklanmış tahrik ve teşhir fitnesi hiç yakışmıyor. Topluma da hiçbir fayda sağlamıyor. Aksine dünyaya getirdikleri peygamberlerin ahlakî değerlerini tahribe sebep oluyor. Keşke müstehcenliğe yönelenler de çıkmasa içlerinden de ‘cennet ayaklarının altında’ müjdesini alanlardan ayrılmayıp, bedduaya müstahak hale gelmeseler.
Ahmet Şahin