İslam, kadınların erkeklerle konuşmasını yasaklamamış, ancak bazı ölçüler koyarak meseleyi dengeli hale getirmiştir. Kur’an’ın koymuş olduğu şu prensip, ölçülü davranma adına bize yol göstermektedir:
“Peygamber hanımlarından bir şey isteyeceğiniz veya onlara bir soru soracağınız zaman, perde arkasından isteyin ve sorun.” (Ahzab Suresi, 33/53)
Ayette bildirilen bu durum yani, Peygamber hanımlarının şahsında yapılan bu hitap bütün Müslümanlar için geçerlidir. Ayetin birinci derecede muhatabı peygamber hanımlarıdır ki, onlar bizim annemizdir. Peygamberimizden sonra, ölünceye kadar onların başkalarıyla nikâhlanması helal değildir.
Ayette bildirilen ikazın ikinci tarafında ise, haram helal hususunda derin bir dikkate ve rikkate sahip olan sahabe vardır. Dikkat edilirse Allah Teala, İslam’ı yaşamada incelerden ince, baş döndürücü bir hassasiyete sahip olan bu iki gruba yukarıda geçen ölçüyü emrediyor. Onlara bu emir verilmişse, onlardan sonraki biz Müslümanların ne kadar hassas olmamız gerektiği açıktır.
Başka bir ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Takvâ sizin sıfatınız olduğuna göre, namahrem erkeklere hitab ederken tatlı ve cilveli bir eda ile konuşmayın ki kalbinde hastalık bulunan bir şahıs, şeytanî bir ümide kapılmasın. Ciddi, ölçülü konuşun.” (Ahzab Suresi, 33/32).
Zirvedeki insanlara bunlar emrediliyorsa, bize de onları örnek almak düşer.
Özetle; erkekle kadın arasında yaratılıştan gelen bir alaka vardır. Kadının dikkat çekmesi daha fazla söz konusu ise de netice itibariyle erkekler de bu özellikten uzak değildir. Öyleyse zaruret hallerinde konuşurken, her iki taraf da tesettürlerine dikkat ederek, karşı tarafı tahrik etmeden, dikkatini üzerine çekmeden, yüzüne sürekli bakmadan, ihtiyaç ölçüsünde konuşmalı, dahasına prim vermemelidir. Böylece bir Müslüman’a yakışır şekilde ciddi, vakur ve temkinli olmalılar.
Kadın ve Aile İlmihali