Vahiy, sadece Kur’ân’dan ibaret değildir. Aynı zamanda Resûlullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sözleri, fiilleri, yapılan bir olay karşısında ses çıkarmayarak onu kabul ettiğini göstermesi de Cenâb-ı Hakk’ın vahyi kontrolündedir. Yani bunlar da vahiyledir. Nitekim Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadislerinde: “Dikkat edin, bana Kur’ân ve bir de onun misli verilmiştir.” (Ebû Dâvûd, Sünne 5.) buyurmuşlardır ki bu da açıkça Kur’ân’ın dışında da kendisine vahiy geldiğini göstermektedir.
Yine Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Kur’ân’da açıkça belirtilmeyen namaz, hac gibi ibadetlerin yapılış şekillerini kendisine bakarak yerine getirmemizi istemektedir ki, bu da Kur’ân’ın dışında kendisine vahyin geldiğini göstermektedir. Nasıl Kur’ân Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy olarak iniyordu ise, sünnet de vahiy olarak iniyordu. Şu farkla ki, Kur’ân namaz vb. yerlerde okunurken, sünnet okunmuyordu. Bunun içindir ki sünnet, vahy-i gayr-i metluv (okunmayan vahiy) olarak isimlendirilmiştir.
Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve sellem) Kur’ân’ın dışında da vahyin geldiğine işaret eden pek çok âyet vardır. Şu iki âyet bunlardandır: وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ “Resûl size ne verirse onu alınız, o sizi neden sakındırırsa onu terk ediniz.” (Haşr Sûresi, 59/7.) وَأَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ “Sana da ey Resûlüm bu Zikr’i indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın.” (Nahl Sûresi, 16/44.)
Kur’ân dışında vahyin geldiğini kabul etmeyecek olan bazı kimseleri de bizzat Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şu sözleriyle uyarmıştır: “Sakın herhangi birinizi koltuğuna gerilip oturmuş ve kendisine emir veya yasaklarımdan biri gelir de “Biz, onu bilmeyiz; (Allah’ın kitabı var. Sünnet diye bir şey bilmeyiz.) Kitabullah’ta ne varsa, ona uyarız.” derken bulmayayım.” (Ebû Dâvûd, Sünne 5; Tirmizî, İlim 10; İbn-i Mâce, Mukaddime 2; Ahmed b. Hanbel, 4/132.)
Bütün bunlar göstermektedir ki, Allah Resûlü’ne (sallallahu aleyhi ve sellem) gelen vahiy sadece Kur’ân’dan ibaret olmayıp, sünnet dediğimiz vahyi de söz konusudur. Aslında bu sünnet vahyi olmaksızın dinin değişik konularını tam anlamıyla bilmemiz de mümkün değildir.
Kaynak: Kur’an İklimine Seyahat, Muhittin Akgül