İnsanın zaruri/temel ihtiyaçları arasında ev, ev eşyası, giyeceği, yiyecek ve içeceği yanında binek vasıtası da sayılmaktadır. Meseleye zaruri/temel ihtiyaç maddeleri açısından bakıldığında, arabaya zekat düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Ancak ev ve eşyada olduğu gibi arabada da lükse kaçma, vasat bir araba ile giderebileceği ihtiyacını bunların üç-beş katı fiyat vererek lüks arabalarla giderme işine gelince, burada zekatın devreye gireceğini söylemek mümkündür. Zira bunlar, lüks eşya olmaları sebebiyle havaic-i asliye sınırlarını aşmışlardır ve bunların ihtiyat açısından maliyetleri gözönünde bulundurularak zekatları verilmelidir.
Böyle davranmak, servet düşmanlığı şeklinde zuhur edebilecek birçok komplikasyonun önünü daha baştan alır ki, zekatın içtimai hayat adına getirdiği maslahatlar adına bu çok önemlidir. Dolayısıyla bir yanda ille de lüks arabaya bineceğim diyen kimselerin önüne engel konulmazken, diğer tarafta fakirin iştahı kabartılarak zengine karşı kin ve nefretle dolmasının önüne geçilmiş olur.
Araba binek vasıtası olarak kullanılmıyor, ticareti yapılı yorsa, sair ticari emtia gibi değerlendirilir ve 1/40 oranında zekatı verilir. Ama araba, bir işte kullanılıyorsa kendinden değil, getirdiği gelirden zekat verilir. Bilhassa büyük şehirlerimizde çalışan taksi, dolmuş ve otobüslerle, şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan vasıtalar bu sınıfta zikredilebilir. Aynı şekilde yük taşımacılığında kullanılan kamyon ve tırlar da gelirlerinden zekat verilecek vasıtalardandır. Hava taşı macılığında kullanılan vasıtalar da aynı kategoride değerlendirilmelidir. Yine aynı şirket bünyesinde, şirketin maksatları doğrultusunda çalıştırılan vasıtaların durumu da aynıdır ve bunlar, fabrikalardaki alet ve makinalara benzerler. Yani bu aletlerin kendilerine zekat düşmez fakat getirdiği gelir, mükellefin sair gelirlerine katılarak, nisaba ulaştığı takdirde 1/40 oranında zekat verilir
Kaynak: Sosyal Adaletin Temel Unsuru Zekat, “Arabanın Zekatı”