Rabbimiz (c.c) biz kullarına Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) vasıtasıyla göndermiş olduğu yüce kitabında namaz kılmayı emretmiş ve bu emri birçok defa tekrarlamıştır. Fakat namazın nasıl ve ne zaman kılınacağı ile alakalı sarih ayet indirmemiş, bunu yaşayan Kur’an olan Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) vasıtasıyla kullarına uygulamalı olarak öğretmeyi murat buyurmuştur. Biz de bu makalemizde efendimizin bize öğretmiş olduğu, namazla alakalı bilgilerden sadece namaz kılmanın mekruh olduğu vakitleri ele alacağız. Öncelikli olarak hüküm çıkarılan hadisi verip ardından o hadiste tespit edilen mekruh vakitleri arz edeceğiz.
İlk hadisimiz Ukbe b. Amir’in (r.a) rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir.
“Üç vakit vardır ki, Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize, bu vakitlerde namaz kılmamızı ve ölülerimizi defnetmemizi yasakladı: Güneşin doğuşundan yükselmesine kadar, güneş tepe noktasına geldiği zaman zevaline kadar, güneşin batmaya meylettiği andan batıncaya kadar.” (Müslim, Salatü’l- Müsafirin, 294.).
Bu hadisten konumuzla alakalı elde edilen hükümler şunlardır:
1) Güneşin doğuşundan yükselişine kadar ki 40-45 dakikalık zaman diliminde nafile, kaza, farz olmak üzere hiçbir namaz kılınamaz.
Başlanmış olan sabah namazı güneşin doğuşuna kadar bitmemişse kişinin namazı bozulmuş olur. Kerahet vaktinden sonra kaza etmelidir.
Şafi mezhebine göre ilk rekâtı kılınan sabah namazı güneşin doğmasıyla bozulmaz.[1]Zuhayli Vehbe, I/400
2) Güneşin tam tepe noktasında olduğu andan öğle namazına kadar, nafile, farz veya vacip namaz kılınmaz. Bu zaman aralığı, yaz ve kış mevsimlerine göre değişir. Türkiye itibariyle düşünecek olursak, yazın öğle ezanından önceki 45-50 dakikalık, kışın da 20-30 dakikalık süredir.
İmam Ebu Yusuf’a ve İmam Şafii’ye göre Cuma günleri bu vakitte nafile namaz (tahiyyetü’l-mescid) kılınabilir.
3) Güneşin sararmasından ve çıplak gözle bakıldığında gözleri kamaştırmamasından başlayarak güneşin batması arasındaki zaman dilimi mekruh vakitlerdendir. Bu süre yaklaşık olarak akşam namazından 40-50 dakika öncesine tekabül etmektedir. Bu mekruh vakitte, sadece o günkü ikindi namazının farzı kılınabilir. Onun dışında nafile, farz ya da vacip namaz kılınamaz.
- Esas olan ikindi namazını kerahet vaktine kadar sarkıtmamaktır. Ezkaza böyle bir şey vuku bulursa kişi yine de ikindi namazını kılmalıdır. Çünkü namazı kerahet vaktine bırakmak mekruh, kazaya bırakmak ise haramdır.
- Bu kerahet vakitlerinde önceden okunmuş bir secde ayeti için tilavet secdesi yapılmaz ve önceden hazırlanmış bir cenazenin namazı da kılınamaz. Bunlar yapıldığı takdirde iadesi gerekir.
Bunlardan güneşin doğuşu ve batışına bağlı mekruh vakitlerde yukarıdaki ibadetlerin yapılamamasının illeti olarak; güneşin doğuşu ve batışında güneşe tapanlara benzememek –ki onlar bu vakitte ibadet ederler- ve güneşin şeytanın iki boynuzu arasından doğup batması zikredilmektedir. Öğle namazından önceki kerahet için ise bu vakitte cehennemin tutuşturulması illet olarak gösterilmektedir. (Müslim, Salatü’l- Müsafirin, 294.)
Kerahet vakitlerin tesbit edildiği ikinci hadisimiz Ebu Said el-Hudri’den rivayet edilen ‘Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namaz yoktur. İkindi namazından sonra güneş batıncaya kadar namaz yoktur.’ hadis-i şerifidir. (Buhari, Mevakitü’s- Salat, 30, Tevhid 48; Ebu Davud, İlim 13; Tirmizi, Cum’a, 2.)
Bu hadise göre;
4) Sabah namazının farzından sonra güneş doğuncaya kadar nafile namaz kılınmaz.
5) İkindi namazının farzı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınmaz.
- Bu vakitlerde kaza namazı ve cenaze namazı kılınabilir ve tilavet secdesi yapılabilir.
İbadete aşırı iştiyakı olmasına rağmen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bu iki vakitte nafile namaz kılmamıştır.
Diğer hadisimiz Hafsa validemizden (r.a) rivayet edilen şu hadis-i şeriftir.
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) fecir doğduğunda hafif iki rekat namazın dışında nafile namaz kılmazdı.” (Nesâî, Mevakit, 32-39.)
Bu hadise göre;
6) Fecrin doğmasından sonra sabah namazının sünneti dışında nafile namaz kılınmaz.
Seleme b. Ekva’nın (r.a) rivayet ettiği “Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) güneş batıp karanlık perdesi arkasında kaybolduğu zaman akşam namazını kılardı.” (Bedü’l-Halk, 4; Müslim, Mesacid, 216; Ebu Davud, Salat, 3) hadisi ve Ukbe b. Âmir’in (r.a) naklettiği “Akşam namazını yıldızların iç içe göründüğü zamana kadar geciktirmedikçe, ümmetim hayır üzeredir” (Ebu Davud, Salat, 6; İbn Mace, Salat, 7) hadisine göre;
7) Akşam namazının farzından önce nafile namaz kılmak mekruhtur.
“Namaza durulduğu zaman farz namazdan başka namaz yoktur.” (Müslim, Salatü’l- Müsafirin, 63; Tirmizi, Salat 195) hadisinden yola çıkarak
8) Farz namaza durulmak üzere kamet getirilirken nafile namaz kılmakla meşgul olmak mekruhtur.
Sabah namazı bunun istisnasıdır. Sabah namazının farzı için kamet getirildikten sonra, cemaati kaçırma endişesi yoksa sünnetini kılmak caiz görülmüştür. “Sabah namazının iki rekât sünneti dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır” (Müslim, Salatü’l- Müsafirin, 96; Tirmizi, Salat, 190). Hz. Âişe validemiz de (r.a) şöyle demiştir: “Allah Resulü, sabah namazının iki rekât sünnetine dikkat gösterdiği kadar hiç bir nâfile namaza özen göstermemiştir” (Buhari, Teheccüd, 27; Müslim, Salatü’l- Müsafirin, 94).
“Rasulullah (aleyhi ekmelü’t tehâyâ) bayram günü iki rekat namaz kılardı. Bu namazdan önce ve sonra her hangi bir namaz kılmazdı” (Buhari, Îydeyn, 8,26).
Bu hadise göre;
9) Bayram namazlarından önce ve sonra nafile namaz kılmak mekruh addedilmiştir.
Ebu Hureyre’den (r.a) rivayetle Efendimiz “Cuma günü imam hutbe okurken, arkadaşına ‘sus’ dediğin zaman hata etmiş olursun.” (Buhari, Cum’a, 36; Müslim, Cum’a, 12; Ebu Davud, Salat, 229.) buyurmuştur.
Bu hadisi şerife göre;
10) İmam hutbe okurken nafile namaz kılmakla meşgul olmak mekruhtur.
Bayram namazı hutbesi, hac sırasında okunan hutbe, ay ve güneş tutulmalarından veya yağmur duasından sonra okunan hutbeler esnasında da nafile namaz ile meşgul olmak mekruhtur.
Şafii mezhebine göre ise ilk üç maddede belirtilen durumlarda namaz kılmak tahrimen mekruh, 4 ve 5. maddede belirtilen durumlarda tenzihen mekruhtur.[2]Zuhayli Vehbe, 1/403. Malikilere göre ilk üç durumda nafile namaz kılmak haramdır, fakat farz namaz kılmak mekruh değildir.[3]Zuhayli Vehbe, 1/405.