Soru Detayı: Muhyiddin İbni Arabî, hayatı boyunca vecd ve istiğraklarını yazdı. Kendine geldiği ve yakazaya döndüğü zaman, bunları neden tashih etmedi? Neden iltibasa müsâit bu mülahazaları olduğu gibi bıraktı?
Bence, evvelâ, büyüklüğünü ölçemeyeceğimiz bu kimseler hakkında, hücum ve teşni yerine daha dikkatli olmak icab eder.
Evet bunların, şeriatın rûhuna muhalif beyânları karşısında insanın, “Hazret, bunları niçin daha sonra tahkik ve tashih etmedin?” diyesi gelebilir. Ancak, onlar asıl âlemi, vücûd olarak, kendi sekir ve istiğraklarıyla yaşadıkları âlem kabul ediyorlar ve bizim âlemimize döndükleri veya diğer bir tabirle, kendi âlemlerinden ayrıldıkları zaman da uykuya dönmek kabul ediyorlarsa, neyi ve niye tashih ve tahkik edecekler ki!..
Onun için Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri gibi zatlar, Cenab-ı Hakk’ın tecellileriyle, baş başa kaldıkları zaman, müncezib oluyor ve o âlemi, hakiki âlem olarak görüyor; bize göre rüya, onlara göre hakîkat sayılan bu âlemde kalemi ellerine alıyor, o âlemde düşünüyor, o âlemin ölçü ve kıstasları içinde yazıyor; yazdıkları şeyleri biçimlendiriyor ve kat’iyen bu âleme âit hususiyetlerle te’lif etmeyi düşünmüyorlardı. Şayet onlar, bu âlemi hakiki âlem olarak bilselerdi, herhalde, o âlemdeki hataları, bu âlemde tashih edeceklerdi. Etmediklerine göre, demek ki, bizim âlemimize hiçbir zaman hakiki âlem nazarı ile bakmadılar.
Kaynak: Fasıldan Fasıla II, “Onlara Göre Hakiki Âlem”