Fahr-i Kainat (aleyhissalâtü vesselam) Efendimiz bir başka mübarek beyanlarında şöyle buyurur:
ثَلَاثَةٌ لَا تُرَدُّ دَعْوَتُهُمْ: اَلْإِمَامُ الْعَادِلُ، وَالصَّائِمُ حِينَ يُفْطِرُ، وَدَعْوَةُ الْمَظْلُومِ
Üç zümre vardır ki, onların duaları geri çevrilmez:
Adaletle yöneten idareci, iftar edinceye kadar oruçlu ve mazlumun duası.
İftar vakti yapılacak şeylerden birisi de bol bol dua etmektir. Zira Cenâb-ı Hak, “Bana dua edin ki size karşılık vereyim.” buyurmaktadır. İftar vakti yapılacak olan duanın ise Allah katında ayrı bir değeri vardır. Gün boyu sırf Allah rızası için aç-susuz kalan, nefsini günahlardan alıkoymaya çalışan bir mü’mine mükâfat olarak Allah, onun iftar vakti yapacağı duayı kabul buyurur. (Gülen, Gufranla Tüllenen İbadet Oruç, sh. 130)