Bir beşer olarak Hz. Peygamber de evlenmiş, onun da çocukları olmuş ve neticede her canlı için mukadder olan ölümü tatmıştır. Ve ahirete irtihâl ederken de, arkasında hanımları kalmıştır. Ancak burada hassas bir nokta söz konusudur ki, bu da diğer, insanların arkalarında bıraktıkları hanımlarının, başkalarıyla evlenmelerinde hiçbir sakınca bulunmazken Resûlullah’ın hanımları bundan istisna edilmiştir. Yani o vefat ettikten sonra, onun eşlerinden herhangi birisinin yeni bir evlilik yapması söz konusu değildir. Çünkü Hz. Peygamberin hanımları, müminlerin anneleri sayılmıştır. Nasıl kişinin, annesiyle evlilik yapması dinen yasaksa, annesi hükmünde olan Resûlullah’ın eşleriyle de evlilik yapması yasaktır:
“Peygamberin müminler üzerinde haiz olduğu hak, onların bizzat kendileri hakkında haiz oldukları haktan daha fazladır. (O, bir baba konumunda olduğundan) onun eşleri de müminlerin anneleridir. Akrabalar miras bakımından Allah’ın Kitabında, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız müstesna, yani dostunuza vasiyetle bir mal bırakabilirsiniz. Bunlar Kitapta yazılıdır.” (Ahzâb, 33/6)
“..Sizin Allah’ın Resûlünü rahatsız etmeniz ve kendisinin vefatından sonra onun eşlerini nikâhlamanız asla helal değildir. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.” (Ahzâb, 33/53)
Acaba neden onlar bizlerin anneleri sayılmıştır? Bunun hikmetiyle ilgili olarak, dünyada iken Resûlullah’ın zevcesi olanlar, ahirette de zevceleri olacaklardır. Cennet’te ise bir kadın, en son evlendiği kocasıyla beraber olacaktır. Dolayısıyla Hz. Peygamberin eşleri, evlenmemek sûretiyle, bu durumu temin etmiş olacaklardır. Yüce Allah, babanın hanımını, oğluna haram kılmıştır. Çünkü hanım, insanın kıskançlık duyacağı ve hakkında münakaşaya girişeceği bir konumdadır. Oğlun, babasının nikâhındaki bir kadınla evlenmesi ise, sılâ-i rahîmi ve ana-baba hakkını ortadan kaldırıverir. Şurası da bir gerçektir ki, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), insana babadan daha kıymetli, derece itibariyle daha üstün, memnun edilmeye daha lâyıktır. Zira baba, evladını sadece dünya için terbiye ederken Hz. Peygamber, hem dünya hem de ukba için eğitmektedir. Dolayısıyla onun eşlerinin, tıpkı babalarımızın eşleri gibi olması gerekmektedir.
Kaynak: Muhittin Akgül, 99 Soruda Efendimiz