Fıkıh kitaplarında “radâ’” kelimesiyle karşılanan süt emme meselesini biz burada konumuz itibarıyla süt akrabalığı olarak ifade edeceğiz. Bir çocuğun ilk iki buçuk yaşı içinde bir kadından süt emmesiyle veya kadının emzirmesiyle süt akrabalığı gerçekleşmiş olur. Hanefîlere göre bir defa emmeyle süt akrabalığı tahakkuk ederken, Şâfiîlere göre en az beş defa emilmesi gerekir. İki buçuk yaşından sonra süt emmekle süt akrabalığı oluşmaz. Öyleyse iki husus öne çıkıyor: Birincisi iki buçuk yaş sınırı, ikincisi en az bir defa emmek.[1]Aliyyü’l-Kârî, Feth-u Bâbi’l-İnâye, 2/83. Süt akrabalığı, Hanefîlere göre iki erkek ya da bir erkek iki kadın şahitle tespit edilir. Şâfiîlere göre ise dört kadının şahitliği gerekir.
Şahitlik meselesini kolay kılmak için süt emmeyi ilan etmeli, yani en azından akrabalara, komşulara söylemelidir. Esasen şahitlerin gerekliliği, herhangi bir karışıklık hâlinde işin mahkemeye intikali esnasında gereklidir yoksa aileler, çocuklarının kim tarafından emzirildiğini biliyorlarsa, emziren kadın ve kocası da bunu inkar etmiyorsa, ayrıca şahit aramaya gerek yoktur.
Dipnotlar
⇡1 | Aliyyü’l-Kârî, Feth-u Bâbi’l-İnâye, 2/83. |
---|