Soru Detayı: Dördüncü Söz’de Üstad Hazretleri, “Zîrâ, bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse -halbuki, kazanç ihtimâli binde birdir- sonra yirmi dörtten bir malını yüzde doksan dokuz ihtimâl ile kazancı musaddak bir hazîne-i ebediyeye vermemek, ne kadar hilâf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı?” diyor. Burada neden yüzde doksan dokuz deniyor da yüzde yüz denilmiyor. Hikmeti nedir?
İman insanı mutlak olarak kurtuluşa götürür. Ancak mümin insan muhakkak ben kurtuldum diyemez. İnsan mümin bile olsa kendi akıbetinden emin olamayacağı için Üstad hazretleri, yüzde doksan dokuz ifadesini kullanmış olabilir.
Bunun dışında namazın sevabını alıp götüren şeyler kastedilmiş olabilir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in buyurduğu gibi, bazı namazını kılanlar, zekâtını verenler, orucunu tutanlar vardır ki, ötede iflas etmiş vaziyette gelirler. Çünkü kimine sövmüştür, kimini dövmüştür, kimine iftira etmiştir, kiminin malını çalmıştır. Bu günahlar onun ötede işini bitiriverir.
Bir de namazını kılmıştır ama riya için kılmıştır gibi bir mana da düşünülebilir. Allahu a’lem..