Değerli kardeşimiz,
Ehliyet eksikliği bulunan kâsırın babası veya babadan dedesi bulunuyorsa hem velîsi hem de vâsîsi bu kimseler olarak kabul edilir. Küçük olan bir kız ve erkek, deli kadın ve erkek, bunak kadın ve erkek, evlenebilmek için velisinin iznini almalıdır. Velisinin iznini almadan evlenemezler. Velilerin, velâyetinde bulunan kimseyi dilediklerine nikâhlama hakları bulunmaktadır. Küçük kız ve erkeğin ergenliğe girdiğinde nikâhı feshetme muhayyerliği de söz konusu değildir. Baba ve dede dışındaki veliler, erkek çocuğunu fazla mehirle, kız çocuğunu ise az mehirle veya dengi olmayan birisiyle evlendirmesi câiz değildir.[1]Mevkufâtî, Mültekâ Tercümesi, 2/144-145. Bu konuda günümüz şartları ve evliliğin temelinde karşılıklı rıza ilkesinin gözetilmesi gibi hususlar göz önüne alınarak 1917 tarihli Osmanlı Hukûk-i Aile Kararnâmesi’nin almış olduğu, “küçük kızların rızaları dışında evlendirilemeyeceği” kararı da dikkate alınmalıdır.[2]Hukûk-u Aile Kararnâmesi, md. 4-7.
Ergenlik çağına gelmiş olan kızlar ise Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yûsuf’a göre velisinden izin almadan evlenebilirler.[3]Aliyyu’l-Kârî, Feth-u Bâbi’l-İnâye, 2/30. İmam Muhammed ise bu konuda velâyet-i müştereki öne sürmektedir ki günümüzde üzerinde durulması gereken bir konudur. Bu velâyete göre veli ergenlik çağındaki kızından evlilik hususunda izin alması gerektiği gibi ergenlik çağındaki kız da velisinden izin alması gerekir. Hanefî Mezhebi dışındaki üç mezhebe göre ergenlik çağına gelmiş olan kızlar, velilerinin izni olmadan evlenemezler.[4]Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslâm ve Edilletuhu, 9/6699.
Evlilik hususunda velâyet, hayat boyu bir şahısla beraber yaşayacak olan kız veya erkeğin evliliğinin sağlam temellere oturtulmasını sağlamakta ve bu konuda tecrübesiz olan şahıslara velilerinin rehberlik yapmasını temin etmektedir.
Biz burada velilerin velâyeti altında bulunanları evlendirme haklarının bulunup bulunmadığı ve ergenlik çağına gelmiş kızların kendi başlarına evlenme hakları olup olmadığı üzerinde hukukî açıdan durmaya çalıştık. Unutulmamalıdır ki bu hükümlerin yanında meselenin sosyolojik, psikolojik boyutları da bulunmaktadır. Evlenecek olan kimseler ve çocuklarını evlendirecek olan aileler, bu kararı aile huzuru ve saadeti açısından kendi başlarına değil, birbirleriyle istişare ederek, karşılıklı anlayış, saygı ve sevgi sınırlarını gözeterek almalıdırlar ki İmam Muhammed’in yukarıda bahsedilen fikri bu noktada öne çıkar.
Selametle kalınız.
Hikmet.net
Dipnotlar