İnsanın, ‘işlemiş ve işleyecek’ olduğu iyi veya kötü her bir fiilinin, Allah tarafından ezelde bilinip tespit edilmiş olması, onun iradesine rağmen değildir. Zira, insan iradesinin söz konusu olduğu yerde yapılan takdirde, onun iradesinin hangi tarafa sarf edileceği Cenab-ı Hak tarafından bilinmekte ve ona göre takdir edilmektedir. Sanki Yüce Yaratıcı bu takdiriyle/tespitiyle insana şöyle demektedir:
Ben, şu zamanda, iradeni şu istikamette kullanacağını biliyorum. Onun için de senin hakkında bu işi o şekilde takdir ediyorum. Böyle bir tespit ise, iradeyi iptal etmek değil, onu teyit etmek, demektir. Aliyyu’l-Kari’nin de önemle belirttiği üzere, Allah, insan iradesiyle alakalı bir şeyi, ‘şöyle şöyle olacaktır.’ diye yazmıştır, yoksa ‘şöyle şöyle olsun’ diye yazmamıştır.
Şu halde biz bir şeyi, Allah’ın ezelde bilmiş olması ve bu bildiğini kaydetmesinden (kaderden) ötürü yapmıyoruz, bilakis, Allah yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı bildiği için yazıyor. Şayet Allah (c.c.), durumu vasfetmek için değil de gereğinin yerine getirileceği bir hükümle yazmış olsaydı, o zaman insan iradesinin bir kıymeti kalmayacaktı. (Bkz. el-Karı, Ali, Şerhu Fıkhi’I-Ekber, Beyrut 1997, s. 74 .)
Allah’ın önceden bizim yapacağımız bir şeyi bilmesi asla bir zorlama olarak düşünülmemelidir. Meselenin anlaşılmasına yardımcı olması bakımından şimdi iki örnek verelim.
Birinci örnek: Bir öğretmen öğrencilerini çok iyi tanıdığı için, yıl sonu imtihanında hangi öğrencisinin kaç puan alabileceğini yüzde seksen-doksan oranında önceden bilmektedir; şimdi öğretmenin bu sonucu önceden bilmesi, nasıl ki, o öğrencinin o notu almasını etkilemiyorsa, her şeyi bilen hiçbir şeyin ilminden uzak kalmadığı Allah’ın önceden bizim akıbetimizi bilmesi/görmesi de fiillerimizi etkilemez.
İkinci bir örnek: Güneş ve Ay tutulması gibi astronomik hadiseler önceden tespit edilip ilmi raporlara, takvimlere saati saatine kaydedilir. Şimdi Güneş ya da Ay tutulması, ilim ehlince tespit edildiği veya takvimlerde yazıldığı için mi o saatte gerçekleşir; yoksa o saatte gerçekleşeceği önceden bilindiği için mi ilim adamlarının raporlarına geçer?
Gerçek şu ki, Güneş ve Ay takvimlerde yazıldıkları için tutulmuyor, bilakis önceden tutulacağı bilindiği için takvimlere yazılıyor. İşte biz insanlar da, yaptıklarımızı Allah kaderimizde yazdığı için yapmayız; bilakis, Allah irademizi önceden hangi yönde kullanacağımızı bildiği için ile yazar.
Hikmet.net