Kelime olarak ‘derin kuyu’ anlamına gelen Cehennem, ahirette kafirlerin devamlı olarak, günahkar mü’minlerin de günahları ölçüsünde cezalandırılmak üzere kalacakları azap yeridir.
Kur’an’da -farklı yanlarına dikkat çekmek üzere- Cehennem için ‘nar, cahim, haviye, sair, leza, sakar ve hutame‘ gibi çeşitli isimler kullanılmıştır. Allah’ı bilerek inkar edenleri bu azap ebedi olarak kuşatacaktır. (Bkz. Nisa suresi, 4/169; Ahzab suresi, 33/65.)
Günahkar mü’minler ise, burada sürekli olarak kalmayacaklardır, cezalarını çektikten sonra Cennet’e konulacaklardır. (Bkz. Buhari, Rikak 51; Tirmizi, Birr 61.) Bu arada ‘sınırlı bir ömürde, sınırlı sayıdaki inkar ve isyanların karşılığının, ebedi bir azap olması, Allah’ın adalet ve merhametiyle telif edilemez’ gibi bir düşünce de akla gelebilir. Şu bir gerçek ki, her bir mevcudun/yaratığın Yaratıcı’sından ötürü kazanmış olduğu büyük bir değeri vardır. Zira her şey, Allah’ın eşsiz bir sanat eseri olup kendilerine has bir dil ile Allah’ın varlığını, birliğini ve güzel isimlerini ilan edip dururlar. İşte inkarcılığı meslek edinen bir insan Allah’ın vazifeli birer memuru olan bu varlıkları yüksek makamlarından indirip, görevsiz, anlamsız bir dereceye düşürmüş olmaktadır.
Her bir mevcut kendi diliyle ‘Allah vardır, birdir, her şeyin sahibidir, biz de O’nun emir, izin ve kudretiyle hareket eden vazifeli memurlarıyız ve de engin manalar ifade eden, mesajlar taşıyan birer mektuplarıyız.’ derken, kafir bu gerçeği inkar etmekle dehşetli bir suç işlemektedir. Böylesi bir hakaret sınırlı bir zaman diliminde de olsa, neticesi büyük bir cinayet olduğu için, azabı da o ölçüdedir. Mesela, iki saniyelik gayet sınırlı bir zaman diliminde tetiğe basarak iki kişiyi öldüren bir kişinin cezası, yalnzca iki saniyelik bir ceza değildir, hayat boyu bir cezadır.
Kafirin suçu ise, adam öldürmekten bin kere daha dehşetlidir, çünkü o böyle bir inkarla sayısız yaratığın temsil ve ilan ettikleri mana ve mesajları adeta öldürüp ortadan kaldırmak gibi bir cinayet işlemektedir. Hasılı, kafirin her bir inkarı ebedi olan bir gerçeği inkar etmek demek olduğundan, Yüce Yaratıcı’nın rahmetinden ebedi bir şekilde mahrumiyeti netice verecektir.
Cehennem’le alakalı olarak vurgulanması gereken bir diğer husus da şudur: Gerek Kur’an-ı Kerim’in gerekse hadis-i şeriflerin çizmiş olduğu cismani tablolardan kolayca anlaşılacağı üzere, cehennem azabını ruh, bedenle birlikte çekecektir. Bununla birlikte ateş azabının da iç yüzünü tamamıyla bilmemiz mümkün değildir, zira bize sözü edilen bu alemin, yaşadığımız alemle bir benzerliği olsa da, onun aynısı olmadığı muhakkaktır.
Kaynak: Bir Müslümanın Yol Haritası