Soru Detayı: Doğum gününü kutlamanın dinimizdeki yeri nedir? Aile içinde doğum günü kutlaması yapılabilir mi? Yapılmadığında bu durum çocuklara nasıl anlatılmalıdır?
Dinimizde doğum günü kutlama diye bir âdet yoktur. Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) bile doğum günü sahabe ve tabiîn arasında kutlanmamıştır. Şimdi kutlanıyor ve ve Efendimiz’i (sallallahu aleyhi ve sellem) hayatımıza hayat kılma adına güzel şeylere de vesîle oluyor.. Allah Resûlü’nün doğum gününü bayram gibi idrak etmenin temelleri dinde olsa da başkası için böyle bir uygulamanın dinde aslını bulmak mümkün değildir. Öncelikle konuya bakışımız budur.
Kutlayanlar, doğumu dünyaya gelmenin sevinç yıl dönümü olarak kutluyorlar. Onlara katılmak zorunda olduğumuzda katılır ve bize düşeni yaparız: Orada dinimize, kültürümüze, milletimize ait bir şeyler anlatma, bize ait değerleri ifade etme imkânımız varsa bu vazifeyi yerine getirmeye çalışırız fakat bizim bu meseleye esas bakışımız, dünyaya gelişimizin sevincinden ziyade, dünyadan gitmeye doğru yol alışımızın hüznü ve hesap endişesi yörüngelidir. Her gün ömür ağacından bir yaprak düşüyor. Her gün, bizi ölüme yaklaştırıyor. Bu düşüncelerle muhasebe eksenli bir yaklaşım sergileriz doğum günü kutlamalarına karşı..
Günümüzde meselenin bir de çocuklara bakan yönü vardır. Doğum günü için onlara şöyle denebilir: “Sizler bizim için her zaman değerlisiniz. Sadece bir gününüz değil, bütün günleriniz bizim için sizi anma, sizi bize veren Allah’a teşekkür etme vesilesidir. Bütün ömrünüz bizim için saadettir çünkü siz bize Allah’ın emanetisiniz. Böyle olunca, sadece bir gün kutlamak, sizin değerinizi düşürmek, Allah’ın nimetini sadece bir gün hatırlamak olmaz mı? Hem bizim sevdiğimiz, kendisine tâbi olarak cenneti kazanacağımız Peygamberimiz böyle bir kutlama yapmamış. Sahabiler yapmamışlar. Geçmişte büyüklerimiz, dedelerimiz yapmamışlar. Öyleyse biz niye yapalım? Ayrıca, bu kutlamalar, daha çok mal satmak, insanları harcamaya teşvik ederek piyasayı yönlendirmek isteyen bir çevrenin ortaya çıkardığı âdetlerdir. Biz buna alet olmamalıyız.”
Kaynak: Kadın ve Aile İlmihali