Daha önce de ifade edildiği üzere kefir ve bozanın az da olsa bir miktar alkol ihtiva ediyor olmaları, konuyla ilgili farklı hükümlerin ortaya konulmasına sebep olmuştur. Bazıları, bozada bulunan alkolün onun içilmesini haram kılacağını söyleseler de, konuyla ilgili görüş beyan eden ilahiyatçıların çoğunluğu bozanın hükmünü onun sarhoş edici vasfına bağlamış ve sarhoş edici olmadığı sürece onun içinde bulunan ve kendiliğinden oluşan az miktardaki alkolün bu içeceği haram kılmayacağını söylemişlerdir.
Konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı’nın değerlendirmesi şu şekildedir: “İslâm dininde sarhoşluk verecek derecede mayalanmamış içeceklerin içilmesi caiz; sarhoşluk verecek derecede mayalanmış içeceklerin içilmesi ise haramdır. Mayalanması kısa süren kefirin alkolsüz olup sarhoş etmediği, besleyici olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı uzmanlar tarafından açıklanmaktadır. Bu nitelikteki kefirin içilmesinde dinen bir sakınca yoktur.[1]http://kurul.diyanet.gov.tr/sorusor/konularagore.aspx?altkonu=156&konuindex=bc0c611; erişim tarihi: 23.01.2013.
Ulusal Helâl ve Sağlıklı Gıda Kongresi’nde konuyla ilgili tebliğ sunan Rıfat Oral da, marketlerde satılan boza ve kefirin içilmesinin caiz olduğunu ifade etmiş, ancak bunların son kullanım tarihlerinin iyi takip edilmesi ve açıldıktan sonra da çok bekletmeden tüketilmeleri gerektiğini söylemiştir. Çünkü bu iki durumda da, bunların içindeki alkol miktarı yükselmeye başlayacak ve belki de fark edilmeden bunlar sarhoş edici hâle geleceklerdir.[2]Rıfat Oral, “İstihlâk”, 1. Ulusal Helâl ve Sağlıklı Gıda Kongresi, s. 131.
Netice itibarıyla kefir ve bozanın sarhoş edici birer içki olmadığı ve eğlence maksadıyla da tüketilmediği için caiz olarak görülmesi gerekir. Bunlarda bulunan az miktardaki alkolün (dışarıdan ekstra alkol katılmadığı sürece) bir mahzuru yoktur. Çünkü gıdalarda kendiliğinden oluşan alkol, sarhoş edici miktara ulaşmadığı takdirde, bu gıdaları haram kılmaz. Nitekim birçok meyvede, ekmekte, yoğurtta da alkol bulunmakta ve hiç kimse bu gıdaların içinde bulunan alkol sebebiyle haram olacağını iddia etmemektedir.
Boza ve kefirin zamanla alkolleşmeye müsait birer içecek olmaları da onların içilmesini haram kılmayacaktır. Zira meyve suları da aynı potansiyele sahiptir. Onlar da sıcak ortamda bir süre bekletildiklerinde fermentasyona uğrar ve alkolleşirler. Bu açıdan önemli olan bir içeceğin içildiği andaki durumudur. Allah Resûlü’nün de (sallallâhu aleyhi ve sellem) hurma ve üzüm gibi meyvelerden yapılan nebizi duruma göre birkaç gün içmeye devam ettiğini ve onlarda meydana gelen değişiklikle birlikte onları döktürdüğü rivayet edilmiştir.
Bu itibarladır ki, boza ve kefir taze olup son kullanma tarihleri geçmediği sürece tüketilebilirler. Aynı şekilde bunların kapağı açıldığında da çok bekletmeden tüketilmeleri gerekir. Aksi taktirde bunlar alkolleşmeye maruz kalacaklardır ki, bu durumda onların içilmesi caiz olmayacaktır. Zira sarhoşluk şüphesi bulunan bir içecekten uzak durulmalıdır.
Bununla birlikte bazı âlimlerin özellikle bozaya karşı mesafeli durduğunu ve onun tüketilmesini hoş görmediklerini de belirtmek gerekir. Onların bu yaklaşımlarında bozanın keyif için içilmesinin yanı sıra alkolleşme ihtimalinin bulunması da etkili olmuştur. Dolayısıyla bozadan uzak durmanın da ihtiyat ve takvanın bir gereği olduğunu ifade etmek gerekir.
Dipnotlar
⇡1 | http://kurul.diyanet.gov.tr/sorusor/konularagore.aspx?altkonu=156&konuindex=bc0c611; erişim tarihi: 23.01.2013. |
---|---|
⇡2 | Rıfat Oral, “İstihlâk”, 1. Ulusal Helâl ve Sağlıklı Gıda Kongresi, s. 131. |