Önce bazı bilgiler verelim:
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Av, tarla, bahçe, sürü köpekleri müstesna olmak üzere köpek besleyen kimsenin sevabından her gün bir miktar (kıyrât) eksilir.“(Buhârî, zebâih 6; Müslim, müsâkat 46, 50, 56-58).
Köpek bulunan eve meleğin girmediğini bildiren hadisler de (Ebû Dâvûd, K. et-Tahârah, 89; Buhârî,bed’u’l-halk 7, 17; libâs 77; Müslim, libâs 81) yukarıdaki hadise eklenince çıkan netice şudur: Korunma ve avlanma gibi bir ihtiyaç bulunmadan evlerde köpek beslemek İslâm’da menedilmiştir; çünkü:
- a) Köpek besleyecek kadar imkânı olanların bakım ve harcamalarına yoksul, kimsesiz insanlar daha lâyıktır.
- b) Tıbbın kesin açıklamalarına göre köpeklerden insanlara geçen birçok tehlikeli hastalık mevcuttur.
- c) Köpek yoldan gelip geçeni, misafiri ve bir şey istemek için geleni korkutur, rahatsız eder.
Bununla beraber zararı olmayan köpekler yok edilmez; her canlıya merhamet edilir, yardım edilir ve ecir alınır. Bir kuyunun başında susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren günahkârın ilâhi afva mazhar olduğunu Resûlullah haber vermiştir. (Buhârî, şürb, 9; edeb 27; Müslim, selâm, 153)
Dinimizin bu tür emirlerinde bize düşen şu şekilde inanmak ve hareket etmektir: Dinimin yasakladığı bu şeyde benim bildiğim bilemediğim binlerce hikmet vardır. Bu hikmetleri ben şu an bilemiyorsam bu bana ait bir husus. Zira benim aklım, idrak ufkum, bilgim her şeyi bilebilecek bir konumda değil, sınırlı. Dolayısıyla ben dinimin bildirdiği bu hususa inanır ona göre davranırım. Hikmetlerini de bulmaya çalışırım. Ayrıca bu türlü emirler bir imtihan vesilesi de olabilir. Zira sırf Allah emrettiği için yapılan dinin emir ve yasaklarına dinimizde “taabbudilik” denir. Yani, bir emre, emir verenin emri olduğundan dolayı itaat edilir. Onda fayda ve zarar sorulmaz, sadece hükme teslim olunup, anlaşılabildiği kadar hikmetleri araştırılır. Önceki kavimlerde de bu böyle olmuştur. Kimileri deveyle imtihan edilmişler, kimileri bir yudum suyla.. Bizde de domuzun ve domuz kadar olmasa da köpeğin böyle bir yönü vardır. Bununla beraber, köpeğin taşıdığı mikroplar, hastalıklar da hesaba katılabilir. Onun yemek yediği kap yedi defa yıkanmadıkça temiz kabul edilmemiştir. Demek ki, yaydığı bir hastalık var. Buna karşılık kedi temiz kabul edilmiş ve beslenmesine müsaade edilmiştir. Bunların tıbbî yönü bugün daha iyi ortaya çıkmaktadır. Dindar doktorlardan bilgi alınabilir.
Köpeğe dokunmak, Hanefiler’e ve Malikiler’e göre abdesti bozmaz. Hanefiler’e göre köpeğin kendisi değil salyası ve artığı necistir. Maliki mezhebi’nde köpek temiz kabul edilmiştir. Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise köpeğin kendisi bizzat necistir. Dolayısıyla bu mezheplerin nokta-i nazarına göre köpeğe dokunmakla abdest bozulur. (el-Mevsuatü’l-fıkhiyyeti’l-Kuveytiyye, “kelb” mad.,35/129).