Rağbeti Olanların Münacaatı
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla.
Allahım! Yol azığım az fakat Sana olan tevekkülüm çoktur. Cürmümün büyüklüğünü düşününce azabının korkusundan tir tir titriyorum ama reca duygusu ufkumu sarınca içime emn ü eman doluyor. Günah(lar)ım beni cezaya müstehak hâle getirse de, affına olan itimadım kulağıma hep mükâfatının büyüklüğünü fısıldıyor. Gaflet, huzuruna varacağım gün için kayda değer bir hazırlık yapmama müsaade etmemiş olsa bile, kereminin genişliğini ve sürpriz lütuflarını düşününce gözlerim ümitle parlıyor. Bin bir isyana, tuğyana dalmış olmam içime vahşet salıyor ama gufranını ve rızanı bir armağan paketi hâlinde önüme koyuvereceğini düşünüyorum ve işte o zaman gönlüm üns esintileriyle coşuyor.
Rabbim! Zâtından gelecek ziya tufanlarına, nur hüzmelerine, rahmet ve re’fet esintilerine itimad ediyor; bol ikramlarından, birbirinden güzel nimetlerinden istifade edebileceğim İstikametindeki beklentilerimi gerçekleştirmeni ve beni de bir kurb/yakınlık eri olma payesiyle şereflendirmeni diliyorum. Ya Rab! İşte huzurundayım ve kendimi Senin rahmet ve şefkat esintilerine salıyorum.
Cömertliğinin ve lütuflarının enginliğine iltica ediyorum. Gazabından kaçıyor, hoşnutluğuna sığınıyorum. Senden yine Sana iltica ediyorum. Beni en güzel şekilde ödüllendireceğin hususundaki ümidim de tam, mevhibelerine olan itimadım da tamdır. Görüp gözetmene ne kadar muhtaç olduğumu Sen daha iyi bilirsin, Rabbim! Ey fazlı, keremi, hilmi ve affı bizim hayallerimize bile sığmayacak kadar engin olan Yüce Sultanım! Ne olur, bizi, tattırmakla yüzümüzü güldürdüğün nimetlerinin tamamına erdir. Bu zavallı gedâna bir kere keremkâne davrandıktan sonra artık keremini kesme. Hilminle muamele edip örttüğün günahlarımın üzerindeki örtüyü de ne olur daha kaldırma. Senin malumun olan bütün çirkin işlerimi de bağışla.
İlâhî! Dileklerimin yüce dergâhında kabulü için yine Senin şefaatine dehâlet ediyor, azabından korunmak için Senin merhametine sığınıyorum. İhsanlarına karşı çok arzuluyum; nimetlerine nihayetsiz rağbetim var; lütuf sağanaklarınla sırılsıklam hâle geleceğim, inayet bulutlarınla gölgeleneceğim ânı gözlüyorum; kapını çalarak, dergâhına teveccüh ederek, lütf u inayetine sığınarak, yüce katından bahşedeceğin en câzip lütufları avlamaya çalışarak, cemâline koşarak, azametin ve celâlin karşısında el-pençe divan durarak Seni, Senin rızanı talep ediyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım! Bahtına düştüm, ne olur, bana istihkakım olan azap edilmek ve mahrumiyete maruz bırakılmakla değil, Senin şanın olan mağfiret ve rahmetle muâmelede bulun! Âmîn!
❁❁❁
:مُنَاجَاةُ الرَّاغِبِينَ
❁بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
إِلٰهِي، إِنْ كَانَ قَلَّ زَادِي فِي الْمَسِيرِ إِلَيْكَ، فَلَقَدْ حَسُنَ ظَنِّي بِالتَّوَكُّلِ عَلَيْكَ؛ وَإِنْ كَانَ جُرْمِي قَدْ أَخَافَنِي مِنْ عُقُوبَـتِكَ، فَإِنَّ رَجَائِي قَـدْ أَشْعَرَنِي بِالْأَمْنِ مِنْ نِقْمَتِكَ؛ وَإِنْ كَانَ ذَنْبِي قَـدْ عَرَّضَنِي لِعِقَابِكَ، فَقَدْ أٰذَنَنِي حُسْنُ يَـقِيـنِـي بِثَوَابِكَ؛ وَإِنْ كَانَ أَنَامَتْنِي الْغَفْلَةُ عَنِ الْاِسْتِعْدَادِ لِلِقَائِكَ، فَلَقَدْ نَـبَّهَـتْـنِـي الْمَعْرِفَةُ بِكَرَمِكَ وَأٰلَائِكَ؛ وَإِنْ أَوْحَشَ مَا بَـيْـنِـي وَبَـيْـنَـكَ فَرْطُ الْعِصْيَانِ وَالطُّغْـيَانِ، فَقَدْ أٰنَسَنِي بُشْرَى الْغُفْرَانِ وَالرِّضْوَانِ؛ أَسْأَلُكَ بِسُبُحَاتِ وَجْهِكَ وَأَنْوَارِ قُدْسِكَ، وَأَبْـتَهِلُ إِلَيْكَ بِعَوَاطِفِ رَحْمَتِكَ وَلَطَائِفِ رَأْفَـتِكَ، أَنْ تُحَقِّقَ ظَـنِّـي فِيمَا أُؤَمِّلُهُ مِنْ جَزِيلِ إِكْرَامِكَ وَجَمِيلِ إِنْعَامِكَ فِي الْقُرْبَى مِنْكَ وَالزُّلْفَى لَدَيْكَ، وَهَا أَنَا ذَا مُتَعَرِّضٌ لِنَفَحَاتِ رَوْحِكَ وَعَطْفِكَ، وَمُنْتَجِعٌ غَيْثَ جُودِكَ وَلُطْفِكَ، فَارٌّ مِنْ سَخَطِكَ إِلَى رِضَاكَ، هَارِبٌ مِنْكَ
❁إِلَيْكَ، رَاجٍ أَحْسَنَ مَا لَدَيْكَ، مُعَوِّلٌ عَلَى مَوَاهِبِكَ، مُفْتَـقِرٌ إِلَى رِعَايَـتِكَ
إِلٰهِي، مَا بَدَأْتَ بِـه۪ مِنْ فَضْلِكَ فَـتَمِّمْهُ، وَمَا وَهَبْتَ لِي مِنْ كَرَمِكَ فَلَا تَسْلُبْهُ، وَمَا سَتَرْتَ عَلَيَّ بِحِلْمِكَ فَلَا
❁تَهْتِكْهُ، وَمَا عَلِمْتَـهُ مِنْ قَـبِـيحٍ عَلَيَّ فَاغْفِرْهُ
إِلٰهِي، اسْـتَشْفَعْتُ بِـكَ إِلَيْكَ، وَاسْـتَجَرْتُ بِكَ مِنْكَ، أَتَـيْـتُكَ طَامِعًا فِي إِحْسَانِكَ، رَاغِبًا فِي امْتِنَانِكَ، مُسْتَسْقِيًا وَابِلَ طَوْلِكَ، مُسْتَمْطِرًا غَمَامَ فَضْلِكَ، طَالِبًا مَرْضَاتَكَ، مُرِيدًا وَجْهَكَ، طَارِقًا بَابَكَ، قَاصِدًا جَنَابَكَ، وَارِدًا شَرِيعَةَ رِفْدِكَ، مُلْتَمِسًا سَنِيَّ الْخَيْرَاتِ مِنْ عِنْدِكَ، وَافِدًا إِلَى حَضْرَةِ جَمَالِكَ، مُسْتَـكِينًا لِعَظَمَتِكَ وَجَلَالِكَ، فَافْعَلْ بِي مَا أَنْتَ أَهْلُهُ مِنَ الْمَغْفِرَةِ وَالرَّحْمَةِ، وَلَا تَـفْعَلْ بِـي مَا أَنَـا أَهْلُهُ مِنَ الْعَذَابِ وَالنِّـقْمَةِ، بِرَحْمَتِكَ
❁يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ