Değerli kardeşimiz,
Önce şu hususu belirtelim ki, cesedin ruh ile münasebetinin keyfiyeti değişik âlemlere göre farklı farklıdır; bu âlemde başka, kabirde başka, berzahta başka ve ahirette daha başkadır. Bu dünyada biz, maddî cismaniyetimizin tesiri altında bir ruh ve ceset münasebetine şahit olmaktayız.
Pek çok ehl-i tahkik, zerrât-ı asliye denilen insandaki asıl ve temel zerrelerden bahseder. İnsanın ilk zerreleri, yani insan bedenine âdeta kâide ve temel olup, hadîste “acbü’z-zeneb”,[1]Buhârî, tefsîru’l-Kur’ân (39)4; Müslim, fiten 141-143; Ebû Dâvut, sünne 22; Nesâî, cenâiz 117; İbn Mâce, zühd 32; Muvatta, cenâiz 48; Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, 2/322. yani kuyruk sokumu kemiğiyle ifade edilen bu zerrât-ı asliyenin tam nerede olduğunu tesbit etmek mümkün değildir. Allah (c.c.), insanı bu temel zerreler üzerine kurmuştur ve ahirette de onlar üzerinde haşr edecektir. İnsana ait hususiyetleri camî olan bu zerreler, kim bilir, belki de genlerdir.[2]Acbü’z-Zeneb: Bediüzzaman Hazretleri, “acbü’z-zeneb” mes’elesine, hafiziyyet ve inşa etme, yani haşirde yeniden dirilme mevzûunu işlerken temas etmektedir. Üstad’ın … Okumaya devam et Eğer böyleyse, bir insandaki genler, bir yüksüğü ya doldurur, ya doldurmaz. Ama bu kadarcık az bir şey, ruhla kontak olduğu zaman cismaniyet adına acı duyuyorsa, elbette lezzet de duyacaktır.
İhtimal, haşir esnasında ve daha sonraki âlemlerde insanın bütün zerreleri değil de, kendine ait bu aslî zerreler ruh ile temas kuracak ve çoklarının parmak bastığı üzere, Allah (c.c.)’ın lütfuyla, sağdan soldan alınmış diğer zerreleriyle birlikte, meyvelerin ve zeminin zerreleri gibi, şu dünyada hizmet eden daha başka zerreler de cismaniyeti teşkil edecektir. Bunun böyle olmasına mâni bir durum olmadığı gibi, zannediyorum aslında makul olanı da budur. Diğer zerreler ise, o âleme muvafık şekilde asıl zerrelerin etrafında toplanıp, insan bedenini teşkîl edebilirler…
*İ. Gölgesinde I, “Muhtelif Meseleler”
Selametle kalınız.
Dipnotlar
⇡1 | Buhârî, tefsîru’l-Kur’ân (39)4; Müslim, fiten 141-143; Ebû Dâvut, sünne 22; Nesâî, cenâiz 117; İbn Mâce, zühd 32; Muvatta, cenâiz 48; Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, 2/322. |
---|---|
⇡2 | Acbü’z-Zeneb: Bediüzzaman Hazretleri, “acbü’z-zeneb” mes’elesine, hafiziyyet ve inşa etme, yani haşirde yeniden dirilme mevzûunu işlerken temas etmektedir. Üstad’ın anlattıkları açısından “acbü’z-zeneb” insanın genleri, kromozomları veya herhangi bir uzvu olabilir. İmam-ı Gazali gibi ruhçuluk yanı ağır basan ve “Madde esassızdır” diyen alimlerin görüşü esas alınarak bir değerlendirme yapılacak olursa, acbü’z-zenebi, insan yapısının plânı olabilecek madde ötesi bir şey olarak anlamak da mümkün (Fasıldan Fasıla I). |