“Artık onlara şefâatçilerin şefâati fayda etmez.” (Müddesir, 48)
Suyûtî, tefsirinde Hasan-ı Basrî’nin
“Biz, şehidin ailesinden yetmiş kişiye şefâat edeceğini konuşurduk.” dediğini ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ise ‘Ümmetim içinde bir adam bulunur ki, onun şefâatiyle Allah, Benî Temîm kabilesinden daha fazla insanı (cehennemden çıkarıp) cennete girdirir.’ buyurduğunu kaydeder.”[1]ed-Dürrü’l-mensur, 8/37.
Kurtubî ise şöyle der: “Bu âyet, günahkârlara şefâat edileceğinin doğruluğuna bir delildir. Şöyle ki: Tevhid ehli bir grup insana günahları sebebiyle azap edilir, sonra Allah onların tevhidlerine bakarak merhamet eder ve şefâatle cehennemden çıkarılırlar.[2]Kurtubi, 19/88. Kâfirler için ise şefâat edecek kimse yoktur.
Taberî şöyle tefsir eder: “Âyette şöyle buyurulur: Allah’ın tevhid ehli günahkârlar için kendilerine şefâat etme yetkisi verdiği kimseler, âyette bahsi geçen vasıfları taşıyanlara şefâat etmeyeceklerdir. Şu kadar var ki, bu âyette, Yüce Allah’ın bazı kullarına diğer bir kısım insanlar hakkında şefâat ettireceği hususunda açık bir delâlet vardır.”[3]Taberî, 29/116.
Suyûtî de âyete kısa bir açıklama getirir ve şöyle der: “Onlara melek, peygamber ve sâlihlerden şefâat edenlerin şefâati fayda vermez. Yani ‘Onlara şefâat yoktur.’ demek istenmiştir.”[4]Tefsîru’l-Celâleyn, s.778.
Şefâat edilecek kimselerin cehennemde tanınmaları konusuna, bazı hadis rivâyetleri açıklık getirir:
“Lâ ilâhe illallah diyen ve kalbinde biraz hayır bulunan insanın yüzünü cehennem ateşi yakmaz. Lâ ilâhe illallah deyip de, kalbinde hiçhayır bulunmayana ise şefâat fayda vermez.”[5]İbn Avâne, Müsned, 2/155; Farklı bir rivâyet için ayrıca bkz. Hâkim en-Nisâburî, el-Müstedrek ales’-Sahîhayn, 2/551.
Kaynak: Dr. Mesut Erdal, 40 Soruda Şefaat İnancı
Dipnotlar