Bir ağacın nesil ve nev’ini devam ettirmesinde çekirdek ve tohumu ne ise, insan neslinin devamında da çocuk aynı şeydir.
Kadınlar Rasûlullah’a dediler ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sizden (istifade hususunda) erkekler bize galip çıktı (yeterince sizi dinleyemiyoruz), bize mustakil bir gün ayırsanız.” Hz. Peygamber bunun üzerine onlara bir gün verdi. O günde anlara vaaz u nasihat etti, bazı emirlerde bulundu. Onlara söyledikleri arasında şu da vardı. “Sizden kim, kendinden önce üç çocuğunu (Âhirete) gönderirse, onlar mutlaka kendisine ateşe karşı perde (şefâatçi) olur.”
Bir kadın sordu: “Ey Allah’ın Rasûlü, Ya iki çocuğu ölmüşse! (hükmü ne olacak)” diye sordu: Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) de: “İki de olsa” (Müsned 1/363) buyurdu.
Hadislerde, kendilerinden önce iki ve daha fazla çocuğu ölen ebeveynin, sevabını umarak sabreder, rıza gösterirlerse, cennetle mükâfatlandırılacakları, çocuklarının kendilerine şefâatçi olacağı belirtiliyor.
Has evladı elinden alındığında sabreder ve mükâfat umarsa Allah Cennetten başka mükâfata razı olmaz. (Bkz. Tirmizî, Zühd 58).
Çocuklarının duâsıyla, aracılığıyla, şefâatiyle, Anne-Baba, derecesini yükseltebilir. Çocukları, ölmüş anne-babası adına sadaka verirse, hac yaparsa oruç tutarsa faydası olur.
Kur’ân’ın “Göz aydınlığı, gönül huzuru, ferahlığı” diye isimlendirdiği çocuklar, “Peygamber, şehit, çocuk Cennettedir” (Ebû Dâvud, Cihad 25) buyrulduğu çocuklar; dünya hayatının süsü, nimeti ve imtihan vesilesidir.
Bir annenin ve babanın çocuğu için didinmesi, rızkı için çalışması, ona bakımı vs. hep nafile ibadet hükmüne geçmektedir. Peygamberimizin ifadesi ile, Allah yolunda olmaktadır. Küçük yaşta çocuğunu âhirete gönderen anne babanın, kadere rıza ve sabır göstermesi uygun bir harekettir; o çocuk kıyâmet günü bunun mükâfatı olarak Allah’ın izni ile (anne-babasına) şefâatçi olacaktır.
Kaynak: Osman Oral, 100 Soruda Ahiret Hayatı