Cenaze namazının olduğu vakitlerde, camilerde tesbihatın terk edilmesi vak’a olarak doğrudur da, onun sünnetten örneğini göstermek imkânsızdır. Bu açıdan buna bid’at hükmü verilebilir. Belki bu husus, cenazeyi mezara götürme, gömme, dua etme gibi tedfin işlerinin uzun vakit alması sebebiyle, zamandan tasarruf adına ortaya atılmış olabilir. Ama bu, tesbihatı terk etmenin geçerli mazereti olamaz.
Yalnız adaba dair hatalı olarak yapılan böyle meseleleri münazaa, münakaşa mevzu’u haline getirmek de doğru değildir. Zaten tesbihatın müezzinin komutu ile topluca yapılacağına dair bir şey yoktur. Dolayısıyla herkes tesbihatını, kendi başına cenaze namazından sonra ister camide, ister cenaze peşinde, ister evinde, isterse de iş yerinde yapabilir.