Yemek Yeme Alışkanlığı
Yemek yeme alışkanlığını kazandırmak için, her aile, belli bir çaba içinde olur. Bazen de yemek yeme alışkanlığını vermek için, zor kullanma ve kavga çıkarma yoluna gidilir. Bu iş öylesine zora girer ki, âdeta yemek yeme, çocuk için işkenceye dönüşür.”Yemek yeme,”çocuğun kendi kendini yönetebilmesi yolunda attığı önemli adımlardan biridir. Çocuğun yemeğini tek başına yiyebilmesi, onun özerk olabilmesi ve kendi kendini yönetebilir duruma gelmesi için zorunludur. Ancak, anneler çoğu kez çocuğun tek başına yemek yemesini, etrafı kirletmemesi, hızlı ve kontrollü olabilmesi gibi gerekçelerle engellerler. Çocuğun kendi kendisini yönetebilmesi, bir bakıma ailesinin kendisine tanıdığı fırsatlara bağlıdır. Yemek yeme konusu çocuğun yaşamında büyük bir önem taşır. Başlangıçta önemsiz gibi görünen bu konu, önlem alınmadığı takdirde ciddi bir sorun hâline dönüşebilir.
Normal olarak çocuk acıktığı zaman yemek yer. Ancak çocuk yemek yemiyorsa bunun fizyolojik ya da psikolojik boyutları vardır. Fakat hiçbir sebep yokken yemek yememesi, anne baba ve kardeş gibi çevresindekilerle olan bir uyumsuzluktan ileri gelmiş olabilir.
Bu durum karşısında anne babanın takınacağı tavır çok önemlidir. Her şeyden önce endişeye kapılmamak gerekir. Çocuğu zorlamamalı. Bazı anne babalar işi rüşvete kadar götürürler. Çocuğun bu hassasiyeti öğrenmesi, onu anormal bir şekilde kullanmasına neden olur. Bilinçli ve bilinçsiz olarak bir isteğini yaptırmak için bu durum bir vasıta olarak kullanılır. Anne babayı dize getirmek için bazı yollara sık sık başvurabilir. Bu da çocukta “onları dize getirdim”gibisinden bir üstünlük duygusu meydana getirir.
Yemek yemediğinden dolayı çocuğu cezalandırmak ya da şiddet kullanma yoluna gitmek de hatalıdır.
Dayak, çocuğu öfkelendirip heyecana getireceğinden iştahını tamamen kapatır. Bu gibi durumlarda bir şey yiyemeyeceği gibi yenilenleri de sindiremez.
Çocuğun bu davranışlarını başkalarına anlatmak doğru değildir. Kendisinin önemli bir kişi olduğu kanısına varır. Ve hareketlerini devam ettirir.
Çocuğa zorla yemek yedirmemek gerekir. Önüne konan yemeği yemeğe alıştırmalı, yemiyorsa sofradan kaldırmak, yerinde bir tutumdur. Öğün arasında iştahı kırıcı bir şeyler yedirilmemelidir. Çocuk belli zamanlarda yemeğe alışmalıdır. (1)
Uyku Alışkanlığı
Uyku, Allah’ın insanlara verdiği en büyük lütfudur. Uykusuz bir hayatın ne derece çekilmez olduğunu, insan ancak uykusuz kalınca anlamaktadır. Hele çocuklar için uyku; vazgeçilmez bir gıdadır.
Çocuğa gerekli olan uykunun süresi bazı faktörlere bağlıdır; bunlardan en önemlisi, çocuğun yaşıdır. Küçük çocukların uykuya daha çok ihtiyaçları vardır. Yeni doğan bebekler, günde ortalama 16-18 saat uyuyarak zamanlarının % 80’ini uykuda geçirirlerken, 1 yaş bebeklerinde bu süre % 50’ye düşmektedir. Yine uykunun ritmi ve derinliğinde de birinci yıl boyunca hızlı değişmeler görülür. İlk 3-4 hafta boyunca bebekler, ortalama olarak günde 7-8 kez kısa devreler hâlinde uyurlar. Altıncı haftadan itibaren bu kısa uykuların yerini günde 2-4 kez yinelenen uzun uyku periyotlarının aldığı görülür. Yirmi sekizinci haftadan itibaren, bebeklerin, büyük bir çoğunlukla tüm gece boyunca uyudukları; buna ilâve olarak, l yaşına kadar gündüzleri de 2-3 kez kısa sürelerle uyudukları gözlenmektedir.
Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş için ortalama 13-15 saat, 6-8 yaş için 12 saat, 8-10 yaş için 11 saat ve 10 yaşından ergenlik dönemine kadar 10 saattir. Aslında çocukluğun her evresinde gerektiğinden çok uyuma, yetersiz uyumadan daha iyidir.
Anne ve babaların öncelikle çocuklarına erken yatma alışkanlığı kazandırmaları gerekir. 20.30-21.00, gerek okul öncesi dönemi çocuğu için, gerekse okul çocuğu için ideal uyku saatidir.
Ülkemizde çocuklarıyla yataklarını paylaşan, uyku sırasında saçlarını ya da kulaklarını çekmelerine izin veren ana baba örneklerine rastlanmaktadır. Bu konudaki tavsiyemiz, kesinlikle çocukla aynı yatağı paylaşmamak olacaktır. Televizyonun çekiciliği nedeniyle salonu terk etmek istemeyen çocuğa gerektiğinde anne ve baba eşlik edebilir. Odasında ve kendi yatağında yalnız başına yatmaya alışmasını amaçlayan bu metot, 10-15 gün tekrarlanabilir. Bu süre, çocuğun kendi başına yatma alışkanlığı kazanmasına yetecektir.
Çoğu yetişkinlerin zor uyumalarına, ilk çocukluk yıllarındaki uyku programının düzensiz oluşu neden olmaktadır. Öte yandan iyi uyuyan yetişkinlerin düzenli uyku programının uygulandığı bir evde yetiştikleri görülür. Diğer alışkanlıklara benzeyen uyku alışkanlığı da, yaşamın ilk yıllarında kazanılır. İyi uyku alışkanlıklarının yerleşmesi kesinlikle iki yıldan fazla süreyi kapsar. Bu nedenle uyku programının düzeni, ilk çocukluk yıllarının sonuna kadar sürdürülmelidir. (2)
Tuvalet Alışkanlığı
Çocuklarda temizlik ve kuruluk bir alışkanlık hâline getirilmelidir. Bazı çocuklar yaşları ilerlediği halde altlarını ıslatmaya devam ederler. Bunlardan bazıları temizlik ve kuruluk alışkanlığını almamışlardır. Bu hâl bilinçaltı ruhsal sebeplere bağlı olarak gelişir. Çocuk bu hareketiyle çevresindekilerden ilgi toplamak ya da öç almak isteğindedir.
Normal olarak bir çocuk dışkısını 2 yaşında, çişini 3 yaşın sonunda söylemesini öğrenir. Bu yaşlardan önce alışkanlık kazandırılamaz. Dört beş yaşlarına kadar gündüzleri arada sırada, geceleri ise daha fazla altlarına kaçırırlar.
Öksüz ve yetiştirme yurtlarında bu oran daha fazladır. Bunun nedeni yetersiz eğitime bağlıdır. Bedensel ve ruhsal hastalıklar da gece işemeye neden olabilirler.
Temizlik ve kuruluk anlayışı ve alışkanlığı oldukça uzun bir zamanda ve tekrarla kazandırılır.
Çocuk çişini haber vermeyi öğrendikten sonra /aman /aman altını ıslatabilir. Çocuk uykuya girdikten 3-4 saat sonra iyice uyandırılmak ve ihtiyacını görmesi istenmeli. Bu şekilde çocuk /aman zaman uyanma alışkanlığı da kazanır. Kuruluk ve temizlik alışkanlığı için bu şarttır.
Genelde altını ıslatan çocukların uykusu çok derindir. Bu nedenle sidik torbasının büzücü kasları derin uykuda gevşer ya da torbanın dolması sonucu gelen uyarılar çocuğu uyandırmaya yetmez. Bunun sonucu da altını ıslatma olayı gerçekleşir. Çocuğun altını ıslatması çoğunlukla ruhî sebeplere dayanmaktadır. Çocuğu erken tuvalet eğitimine tâbi tutma ve baskıcı bir eğitim uygulama gece işemelerine neden olur.
Aileye gelen yeni üye de onu kıskançlığa sevk eder. Anne babanın bebeğe yönelen ilgisi onu rahatsız edebilir. Dikkatleri ü/erine çekmek için de altını ıslatır. Çok kısa süren bu dönem bira/ sevgi ile aşılabilir. (3)
Doç. Dr. Halit Ertuğrul
[1] Ahmet Yakut, Hangi Yaşta Hangi Eğitim?, 54
[2] Halûk Yavuzer, Çocuk Eğitimi El Kitabı, 77-84
[3] Ahmet Yakut, Hangi Yaşta Hangi Eğitim?, 55