Hayır öyle denmemeli; belki şöyle demeli: “Ya Rabb! Bize dünyada ve ahirette hasene ver.” Aslında, herşeyde, önce O’nun rızası talep edilmelidir. Evet, hayırlısı ne ise insan onu istemeli. İstikbale ait isteklerimizde de öyle.. Hep O’ndan, rızası istikametindeki işlerde bizleri muvaffak kılması niyaz edilmeli.. Evet, her yemeğin içine tuz, biber katıyor gibi, duâya tad katacak da bunlardır. Duâ ederken ihlas ve samimi olma da çok mühimdir. İhlas olmayınca, insan bütün bir hayat boyu koşturur da birşey kazanamaz. Niceleri vardır ki, çok ciddi mücadele vermiş, dağda-taşta gerilla gibi ölesiye çalışmış, yememiş içmemiş, tahtalar üzerinde yatıp-kalkmış, debdebeden uzak ve basit bir hayat geçirmiş ama, kâinatın sultanını râzı edememiş, dolayısıyla da kaybetmişler. Evet, herşeyde O’nun rızası olmalıdır. Rızası olmayınca, en büyük şeylerin dahi kıymeti kalmaz. İhlas olmayınca debdebe ile, ihtişam ile dünyayı ayağa kaldırsanız dahi birşey ifade etmez. Evet, O’nun rızası esas alınmalı ve herşey ona göre örgülenmelidir.