Soru Detayı: Uzun zamandır bir yakınımın çocuğu olmuyor. Kendisi de bu duruma çok üzülüyor. Akrabaları tarafından, eşini boşaması veya ikinci bir evlilik yapması söyleniyor. Siz ne tavsiye edersiniz?
Çocuk edinmek, evlenmenin gayelerinden sadece biridir ve Allah’ın elinde olan bir durumdur. Şöyle buyurur:
“Göklerin ve yerin mülkiyeti Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine bir kız, dilediğine de erkek bağışlar. Ya da erkek ve kız olmak üzere ikisini de verir. Dilediğini de kısır yapar. O iyi bilir, çok güçlüdür.” (Sûrâ Suresi, 42/49-50)
Ayrıca, eşler arasındaki sevgi ve merhamet, Allah’ın varlığının ve kudretinin delillerinden biri olarak takdim edilir Kur’an’da. (Rum Suresi, 30/21) Demek ki, eşler Allah’ın varlığına ve kudretine güvenecekler, O’nun kudretinin bir aynası olarak, O’nun rızası için birbirlerine sevgi gösterecek ve merhamet edecekler. Bu çok büyük bir mazhariyet ve fazilettir.
Binaenaleyh, normal tedavi yollarını uyguladıktan sonra da çocuğu olmayanların anormal yollara başvurmamaları, bunda aşırı düşkünlük göstermemeleri, birbirlerini suçlayarak aralarındaki sevgi ve merhameti zedelememeleri gerekir.
Çocuk olmaması durumunda, ikinci evliliği genellikle doğru bulmuyoruz. Fakat yine de bu mesele kendi şartları içinde değerlendirilmelidir. Yani, birinci hanımın bu meseleyi içine sindirip sindirmeyeceği, etrafın tepkisi, geçinme ve geçindirme meselesi, hanımlar arası adalet..vs. hepsi hesap edilerek hareket edilmelidir. Hem, ikinci evlilik olduğunda çocuğun olacağını kim garanti edebilir ki! Elimizde böyle bir garanti olmadığına göre, kaderine razı olup, Allah’a dayanıp güvenip Müslüman’ca yaşamaya devam edecektir.
Bununla beraber, bizler hakkımızda hayırlı olanı bilemeyiz. Çocukları olsaydı daha mı iyi olurdu, buna bizim aklımız ermez. “Olur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur. Yine olur ki, sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli olur. Gerçeği Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 2/216) diyor Kur’an ve bizi kadere teslimiyete davet ediyor. Çünkü nice çocuklar var ki, yoklukları varlıklarından hayırlı oluyor. Anneler, “keşke senin gibi bir evlat doğurmaz olaydım!” diye feryad ediyor.
Ayrıca boşandıklarında kadının psikolojisini de düşünmek lazım. Yani uzun yıllar beraber yaşadığı eşi tarafından çocuğu olmadığı için boşanan ve o haliyle ortada kalan bir bayanı düşünün.! İçinden nasıl yıkılır, hayata nasıl bakar.. belki de bir daha hiç evlenmemeyi düşünür. Nitekim, birinci evlilikten korktuğu için bir daha evlenemeyen bayanların sayısı bugün oldukça fazladır ve onların bu durumu, hem kendilerine, hem anne-babalarına, hem de varsa çocuklarına hayatı çekilmez hale getirebilmektedir.
Eşler, nikah sırasında, sadece dünya hayatı için değil, birbirlerini en sevimli şekilde görecekleri cennet hayatı için de imza atarlar. Hurilerin göz kamaştırıcı halleri karşısında, kişiye en sevimli gelecek olan, kendi eşidir. Ve bu sevgi her zaman artarak devam edecektir. Nerede, elli altmış yıllık dünya hayatı, nerede ebedi huzur yurdunda bitmez tükenmez sevgi!
Meseleyi, ebedi hayata göre düşünmeli, hemen boşanmayı akla getirmemeli..