Değerli kardeşimiz,
İnsan kabre konulunca (bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan manasında) Münker ve Nekir denilen iki melek gelerek onun ilk sorgusunu yaparlar. İlk sorguda ve imtihanda başarılı olanlar, dünya hayatından çok daha iyi ve Cennet hayatına yakın bir güzellikteki hayat ile yaşarlar. Sorgu ve imtihanda başarılı olamayanlar ise bu dünya hayatından çok daha sıkıntılı ve Cehennem hayatına yakın bir hayat içinde yaşarlar. Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukur olur. Hadis-i şerifte, kabirde suâl sormak için gelen meleklerin siyah tenli mavi gözlü iki melek oldukları, birine “Münker”, diğerine de “Nekir” denildiği haber veriliyor. (Tirmizî, Cenâiz 70)
“O iki melek ona (mü’mine): ‘Rabbin Kim?’ derler. O: ‘Rabbim Allah’tır.’ der. Melekler: ‘Dinin nedir?’ derler. O: ‘Dinim İslâm’dır.’ der. Melekler: ‘Size gönderilmiş olan kimdir?’ derler. O: ‘Allah’ın Rasûlü Muhammed’ der. Melekler: ‘Amelin nedir?’ derler. O da: ‘Allah’ın kitabını okudum, ona imân ettim ve onu tasdik ettim.’ der…” ( Müsned, 4/287-288; 4/295-296).
İman sahipleri bu sorulara doğru cevap verebilecekler, kâfir ve münâfıklar ise doğru cevap veremeyeceklerdir. Ehl-i Sünnet âlimleri, suallerin itikâdî, inanç konusunda olacağında ve bir defa da, definden sonra olacağında müttefiktirler. Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir ölüyü defnettiği zaman, defnetme işi bitince kabrin yanında durur ve şöyle derdi: “Kardeşiniz için Allah’tan mağfiret dileyin ve Allah’tan (itikadında) sabit kılmasını isteyin. Muhakkak ki o şu anda sorguya çekiliyor.” (Ebû Dâvud, Cenâiz 73).
Halk arasında yaygın olan bir soru-cevap şekli vardır. Kabirde cevap; Rabbim, Allah Teâlâ, Peygamberim; Hz. Muhammed Aleyhisselâm, Dinim; Din-i İslâm, Kitabım; Kur’ân-ı Azîmü’ş-Şân, Kıblem; Kabe-i Şerif, itikadda mezhebim; Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat, Amelde mezhebim; İmâm-ı Azam Ebû Hanife, Zürriyetim; Hz. Âdem (Aleyhisselâm), Ümmet-i Muhammed’denim, Mü’minim, Müslüman’ım Elhamdulillah…
Kaynak: Osman Oral, 100 Soruda Ahiret Hayatı
Selametle kalınız.