Soru Detayı: Tîn sûresinde, insanın ahsen-i takvimde yaratıldığı ifade buyuruluyor. Buradaki ahsen-i takvim’den kasıt, bütün husûsiyetleriyle insanın yaratılışına bakıyor gibi. Ne dersiniz?
İnsan, yaratılış olarak mükemmel. Fakat, insan mâhiyetiyle hüviyetini ayırt etmek lâzım. İnsanın, eskilerin “heyulâ” dediği bir mahiyet-i mücerredesi var. Bu mücerret mâhiyetiyle o, potansiyel insan. İçinde kin, nefret, gayz, başkaldırma gibi ilk anda menfî görünen husûsiyetler de bulunan bir mahiyet. İşte, bu husûsiyetler onun mükemmeliyeti çerçevesinde değil de, kendi aslî keyfiyetlerine göre işletilirse, insanın esfel-i sâfilîne düşmesi mukadderdir.
Şerri işleme, insanda hayrı işlemeden daha ağır basar. Bu bakımdan, esfel-i sâfilîne, sadece mâhiyetindeki bu menfî husûsiyetleri işletmekle değil, onları olduğu gibi bırakmak ve hayra açık husûsiyetleri işletmemek sûretiyle de düşülebilir. Evet, bu husûsiyetler olduğu gibi bırakılırsa, insanda kokuşma olur. Kur’an, buna dikkat çekiyor ve ahsen-i takvîmden sonra hemen esfel-i sâfilîne düşüşü zikretmekle, hem insanın şerre daha çok yönelik yanına dikkat çekiyor, hem de onun nasıl kokuşup, düşebileceğinin ip uçlarını veriyor. Bunun ardından iman edip, sâlih amelde bulunanlar zikredilerek, esfel-i sâfilîne düşmemenin yolu gösterildiği gibi, kimlerin böyle bir düşüşten kurtulabileceği de belirtilmiş oluyor.
Tîn sûresiyle, Asr sûresi, birbirine benzer. Asr sûresinde, asra yemin ederek başlanır. Asr, bazılarına göre ikindi vaktidir. Efendimiz’in (sav), kendi beyanlarıyla, ikindi vakti peygamberi olması da, bu tevcihi kuvvetlendirir. Aynı zamanda Asr, Efendimiz’in Asr-ı Saâdetine işarette bulunur; bunun yanı sıra, insanın ortalama ömrüne telmihle, 100 yıldan ayrı bir asır ölçüsünü de vermiş olur. Gerçi, hadis-i şerifte her 100 yılda bir müceddid geleceği beyan buyurulur. 60 veya 62-63 yıl da bir asırdır; belki, Efendimiz’in ömrüne tekabül eden 60 veya 63 yılda, aynı sistem veya akım içinde bir müceddid gelirken, 100 yılda bir daha büyük müceddidler geliyor olabilir. Sahâbe, Tabiîn ve Tebe-i Tabiîn asırlarını belki böyle 60 senelerle birbirinden ayırmak daha doğru olur. Asr sûresinde bu şekilde zamana ve önemli zaman dilimlerine yemin edilirken, Tîn sûresinde, bir manâda büyük peygamberlerle alâkalı mekânlara yemin edilmektedir.”
Kaynak: İsmail Ünal, Amerika’da Bir Ay.