Aktif eğitim süreci çocuğun doğumu ile başlar. Çocuk konuşmaya başlamadan önce hal ve hareketlerin, duygu ve hislerin ağırlıklı olduğu bir eğitim dönemi söz konusudur. Konuşmaya başladıktan sonra ise çok yönlü bir eğitim süreci içine girilmektedir.
Eğitim faaliyetleri, çocuğun gelişim basamakları dikkate alınarak, her yaşın özelliğine göre şekillendirilmelidir. Çocuk zihin, duygu ve fizik gelişimi açısından nasıl bir kapasiteye sahipse, bu doğrultuda eğitimin muhteva ve yöntemi belirlenmelidir.
Din eğitimi açısından da durum farklı değildir. Çocuğun doğumuyla beraber din eğitimi süreci başlamış olmaktadır. Fakat bu eğitim, elbette kelimeler, kavramlar ve ifadeler vasıtasıyla yapılan sözlü bir eğitim değildir. Çocukların doğumdan itibaren etrafıyla ilgili olduğu ve birçok olayı hissettiği, bulunduğu ortamın şartlarından etkilendiği bilinmektedir. Bu dönem eğitim açısından göz ardı edilmemelidir. Konuşmaya başlamasıyla da çocuğun din eğitiminde çok yönlü aktif bir dönem başlamış olmaktadır.
Din eğitiminin hangi yaşta başlaması gerektiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bu konudaki farklılığın en önemli sebebi, çocuğun zihin ve duygu gelişimi açısından dinî bilgileri almaya ve dinî kavramları anlamaya müsait hale ne zaman geleceğidir. Bazıları erken yaşlarda çocuğun henüz dinî bilgileri almaya elverişli olmadığı düşüncesiyle din eğitiminin ileri yaşlara bırakılmasını tercih eder. Genel kanaate göre ise bu geçerli bir görüş değildir. Din eğitiminde muhteva yaşa göre ayarlanabilir ve uygun metotlar seçilebilirse, her yaşta çocuğa din eğitimi verilebilir. Aksi halde, çocuğun din eğitiminin geciktirilmesinin, onun ruh ve zihin dünyasında ciddi boşluklara sebep olacağı düşünülmelidir.
Çocuk konuşmaya başlayınca dini kavramlar, dualar, kelime-i şehadet, kısa metinli ayet ve hadisler, “Allah korusun, Allah yardım etsin, Allah’a emanet ol” gibi özlü sözler öğretilmelidir. Çocuğun din eğitiminde bilinmesi gereken en önemli şey, hangi dönemde nasıl bir eğitimin verilmesi gerektiğidir. Gelişim dönemlerine göre eğitimin muhteva ve metodu bilinirse, çocuğun içinde bulunduğu her dönem din eğitimi açısından değerlendirilebilir.
Din eğitimin başlama yaşı konusunda Peygamber Efendimizin’in (s.a.s.) uygulamaları önemli esaslar ihtiva etmektedir. Allah Resulü (s.a.s.) erken yaşlarda çocukların din eğitimine başlamış, onlar üzerinde hassasiyetle durmuş ve çocuklarla çok yakından ilgilenmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in çocuklar konuşmaya başladıklarında Allah’a iman’ı, kelimeyi tevhidi öğrettiğini görüyoruz. Bu da yaklaşık olarak iki yaş civarıdır. Peygamberimiz Abdü’l-Muttalip oğullarından bir çocuğa konuşmaya başladığında şu ayeti yedi defa okutarak talim ettirmiştir:
[arabic-font]وَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِيٌّ مِنَ الذُّلِّ وَكَبِّرْهُ تَكْبِيرًا[/arabic-font]
“Çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, acizlikten dolayı da bir yardımcısı bulunmayan Allah’a hamdolsun!” (İsra, 17/111)[1]1 İbn Ebi Şeybe, Musannaf, 1/348.
Başka bir defa da; “Çocuklarınıza ilk öğreteceğiniz kelime ‘Lâ ilâhe illallah’ olsun”[2]2 Abdurrezzak, Musannef, 4/334. buyurmuşlardır. Çocuk konuşmaya başladığında tabii olarak anne-baba der. Fakat iradi olarak söyleyeceği ilk söz “Allah” olması gerektiği Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in yüce beyanlarında yer almaktadır.[3]3 Heysemî, Mecmauz-Zevaid, 8/159.
Peygamberimiz Efendimiz (s.a.s.) çocuklara erken yaşlarda iman esaslarının, daha sonra ise Kur’an’ın öğretilmesini istiyordu. Kâinatın Efendisi bir grup çocuğa önce imanı, daha sonra Kur’an’ı öğretmişti.[4]4 İbn Mace, Mukaddime, 9. Peygamberimiz ibadete dair de öncelikle namazın öğretilmesini emrediyordu. Yedi yaşına geldiğinde çocuklara namazın öğretilmesini istiyordu.[5]5 Ebu Davut, Salat, 25. Namaz yanında oruca da erken yaşlarda başlanması gerektiği şöyle ifade edilmektedir; “çocuk üst üste üç gün oruç tutabilirse, ramazan orucu ona vacip olur.”[6]6 Abdürrezzak, 4/ 154-155.
Dinî düşüncenin merkezinde Allah inancı vardır. Bütün inanç esasları Allah inancıyla irtibatlı olarak verilmelidir. Küçük yaşlarda çocuğun din eğitimine Allah inancıyla başlamak gerekir. Sonra anlatılacak bütün dinî bilgiler, Allah inancı merkeze alınarak verilmelidir. Çocuk ilk defa Allah demeyi öğrendikten sonra, Allah’a dua etmenin ve O’na yönelmenin tecrübesini yaşamalıdır.
Allah inancının yerleşmesini sağlamak amacıyla bazı ayetlerin ve dua cümlelerinin çocuğa öğretilmesi gerekir. Çocuk bunları çok anlamasa da Allah’a karşı ilgisi artacak, ilerideki hayatında zihnine nakşedilen bu cümleleri anlamaya çalışacaktır. Böylece çocuğun şuuraltı beslenmiş olacak, şuuraltında oluşan bu birikim çocuğun hayatına ve düşüncelerine yön verecektir.
Dipnotlar