Değerli kardeşimiz,
Evet, insanlar ölürken yanı başında bulunanları ya zor tanır ya da hiç tanıyamaz. Hayatta iken anlayamadığı şeyler, o ânda anlaşılır hâle gelir. Son nefesteki hastada görülen ve başucundakiler tarafından anlaşılamayan bazı sözler ve ifâdeler, bu durumla alâkalıdır. Yoksa aklî kuvvetinin zayıflamasından değildir. Kur’ân’da, insanların ölüm ânında karşılaştıkları lütûf ve cezaya işâretler bulunmaktadır.
Gerçekten Rabbimiz Allah’dır, deyip de sonra sebat gösterenler (ve salih amel işleyenler var ya) onların üzerine (ölüm ânında): Korkmayın, mahzun olmayın, vadolunan Cennetle müjdelenin, diye melekler inecektir (Fussilet, 41/30).
Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) herkese ölüm ânında makamının, gideceği yerin gösterileceği; mü’minin Allah’a kavuşmayı isteyeceği, kâfirin ise istemeyeceğini bildirir (Bkz. Buhârî, Rikak 41). Kur’ân, müşrikin de gitmek istemediğini (Mü’min, 23/99-100) anlatır. Cenneti gören kişi sevinir. Cehennemi gören korkar, yüz ifadeleri değişir, abuk-sabuk konuşabilir. Takva sahipleri o kimselerdir ki melekler canlarını hoş ve rahat oldukları halde alırlar. “Selâm size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükâfatı olarak girin Cennete, derler.” (Nahl, 16/32).
Kaynak: Osman Oral, 100 Soruda Ahiret Hayatı
Selametle kalınız.