Bugüne kadar hiç yapılmamış bir tefsirdir. Merhum Seyyid Kutub tefsirinde nisbeten psikolojik tahlillere yer vermiş ama Kur’ân-ı Kerîm’in bir bütün olarak psikolojik tefsiri henüz gerçekleştirilememiştir.
Kanaatimce bu çok önemli bir mes’eledir ve Kur’ân’ın ayrı bir mucizesi olarak da değerlendirilebilir. Zira, Kur’ân-ı Kerîm’de bir mes’ele değişik yerlerde tekrar tekrar ele alınır ve farklı malzemelerle ifade edilir. Bu ilk etapta basit bir tekrar gibi gözükebilir ama mevzuu tahlil edince, her tekerrürde bir makam ve malzeme farklılığının olduğu görülür. Tabii buna bağlı olarak da onun farklı farklı mesajlar ihtiva ettiği müşahede edilir. Evet Kur’ân-ı Kerîm âdetâ değişik kavimlerin, seslerini, soluklarını, feryadlarını, çığlıklarını, davranışlarını ve değişik devirlere ait farklı cemaatlerin hususiyetlerini bir aynada aksettiriyor gibidir.
İşte bu açıdan da, Kur’ân’ın dümdüz okunmasından daha çok muhtevanın seslendirilmesi önemlidir. Bu da musikinin notalarıyla değil, mevzunun akışına tabi olarak, hâdise ve konuşmaların bizzat içine girerek ve yaşayarak onu okumak demektir. Bence bu, Kur’ân’ın anlaşılmasında en az esbab-ı nüzul kadar önemlidir. Anlatılan olayların tarihî sebeblerini ve tarih felsefesini bilmek, milletleri karakterleriyle tanımak; sonra bir cemaatin bedeviyetten belirli merhaleleri aşarak medeniyete ulaşmasında hangi peygamberle hangi devreyi yaşadığını görmek ve netice olarak da Hz. Muhammed (sav)’e kadar geçen devreleri bir bir gözden geçirmek suretiyle, Kur’ân’da anlatılan hâdiseleri tahlil etmek, insanın önünde çok farklı ufuklar açacaktır. Aksine bunları nazara almadan Kur’ân’ı anlama gayreti; Roma devrini ve o döneme ait hayat tarzını bilmeden, Shakesspeare’in romanlarındaki ifade gücünü tahlil etmek gibi bir garabet arzeder. Kaldı ki, Kur’ân’daki hâdiseleri anlatan, geçmiş ve geleceği bir nokta gibi aynı anda değerlendiren, onları kabza-i tasarrufunda evirip-çeviren Allah’tır. Tabii ki O’nun anlatışı her türlü mukayesenin üstünde daha bir baş döndürücü ve ihtişamlı olacaktır.
İşte, sathî dahi olsa ifade ettiğimiz bu noktalardan anlaşılacağı gibi “Gavvas olana Kur’ân/ Mücevher dolu umman”dır. Her devir insanının O Ebedî Mu’cize’den alacağı dersler vardır ve olacaktır.
Kaynak: Fasıldan Fasıla I, “Kur’ân’ın Psikolojik Tefsiri”